Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2022 NUMARASI : 2021/449 ESAS, 2022/540 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Madde) KARAR : Samsun 2....

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle;davanın üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak açtığı,istihkak davası ve bu davada aynı Kanun’un 97/17.maddesi uyarınca karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,İİK’nun 97/17 maddesinde istihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının anılan Kanun’un 11.babı hükümlerine (İİK’nun 277 vd.maddeleri) dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi (madde 143,105)ibrazına mecbur olmaksızın karşı dava olarak iptal davası açabileceği hükmüne yer verildiği,buna göre tasarrufun iptali davası karşı dava olarak kural olarak 10 günlük cevap süresi içinde ya da en geç ilk oturuma kadar açılabileceği,somut olayda...

    Davalı T8 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından aynı konuya dayalı olarak beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığını, bunun kötü niyetli olduğunu, her dosya için ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücreti olamayacağını, esasen tasarrufun iptali koşullarının da oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacılar tarafından davalılar hakkında beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığı, hepsinde ayrı ayrı aynı mahiyette (KVYO) karar verildiği, bunların bir kısmının istinaf incelemesi için halen dairemizde olduğu, bir kısmının ise daha önce Bursa BAM 1 HD tarafından karara bağlandığı, her dosyada farklı bir taşınmazın dava konusu edildiği yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir....

    Davalı T8 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından aynı konuya dayalı olarak beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığını, bunun kötü niyetli olduğunu, her dosya için ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücreti olamayacağını, esasen tasarrufun iptali koşullarının da oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacılar tarafından davalılar hakkında beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığı, hepsinde ayrı ayrı aynı mahiyette (KVYO) karar verildiği, bunların bir kısmının istinaf incelemesi için halen dairemizde olduğu, bir kısmının ise daha önce Bursa BAM 1 HD tarafından karara bağlandığı, her dosyada farklı bir taşınmazın dava konusu edildiği yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir....

    Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.06.2022 NUMARASI : 2020/357 ESAS - 2022/102 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı, TBK m.19 vd.) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      Mahkemece, davanın tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için aciz belgesinin sunulması gerektiği, davacının bu belgeyi sunmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/111 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 14....

        Mahkemece, tasarrufun iptali davalarında 3.kişinin aciz belgesine bağlanan alacağı gerçekte mevcut olması gerektiği, 6098 sayılı TBK. nın 237. (818 sayılı B.K. nın 213,), 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 607.(743 sayılı Medeni Kanun 634. maddesi) ve Tapu Kanunun 26.maddesine göre tapulu taşınmazların haricen satışları geçersiz olduğu, böyle bir alım satım yapan tarafların ancak verdiklerini birbirlerinden geri isteyebilecekleri, olayda davacı geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiği parayı geri isteyebileceği, geçersiz bir sözleşmeyi ileri sürerek taşınmazı geçerli biçimde tapuda devralan davalı ... hakkında haciz ve satış talebine hukuki değer ve geçerlilik tanınması mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, toplanan delillere göre; temel ilişkinin tasarruftan önce oluştuğunun, davacı tarafça ispatlanamaması ve bu hususun tasarrufun iptali davasında ön şartın olduğu gözetilerek ön şart yokluğundan dolayı davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK'nın 277'e dayalı tasarrufun iptali davalarında; davacı taraf bir alacağa dayanarak iptal isteğinde bulunmuş ise bu alacağın tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu