Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, şartları oluşmadığından tasarrufun iptali davasının ve alıcının kötü niyeti ispat edilemediğinden tapu iptali-tescil davasının reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK. nun 33. (1086 sayılı HUMK'nun 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hâkime aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği, dosyada mevcut deliller ve özellikle davacı tarafından yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gözetildiğinde, davacının İİK'nun 277 vd. Maddelerine dayanan tasarrufun iptali talebinin olmadığı, davacının korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 37. (818 s....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; 20.05.2014 tarihli dava dilekçesiyle tasarrufun iptali mümkün olmadığı takdirde ikinci kademede şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava mahkemenin 2014/280 dosyasından tefrik edilerek 2014/556 Esasına kaydedilmiş davaya bu esas üzerinden devam edilmiştir. Tasarrufun iptali davasının sonucu şufa davasını etkileyeceğinden Mahkemenin 2014/280 Esas sayılı dosyasının kesinleşme şerhli örneğinin Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 08.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

        konusu çeklerin vadeli verilip verilmediği hususlarında rapor alınarak taraflar arasındaki borcun gerçek doğum tarihinin tespiti, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapılması halinde şimdiki gibi davanın reddine aksi halde yani tasarrufun borçtan sonra yapılması halinde ise dava konusu tasarrufun İİK'nun 280.madde kapsamında iptale tabi olup olmadığı yönünden de inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

          Aksi durumun kabulü, tasarrufun iptali davasında borçlu ve üçüncü kişiyi şekli mecburi dava arkadaşı kılan İcra ve İflas Kanunu'nun 282/1. maddesine, borçlunun aciz halinde olması sebebi ile mal kaçırma niyeti ile yapılan işlemlerin alacaklıya karşı geçersiz sayılması amacını taşıyan tasarrufun iptali davasının genel mantığına aykırılık teşkil eder. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu'nun 78. maddesi, "Yeniden haciz istemek, alacaklı tarafından vukubulan yenileme talebinin borçluya tebliğine mütevakkıftır" şeklinde ifade edilmiş ise de tasarrufun iptali kararı gereğince uygulanacak olan haciz için borçluya yenileme emri gönderilmesi gerekmez, icra mahkemesi ilam ile bağlı olduğundan ve ilamda alacaklıya tasarrufun iptali kararındaki takip dışı 3. kişi aleyhinde Kocaeli İli, Gölcük İlçesi, Değirmendere Köyü, 486 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın davalı Şura Mühendislik Elektrik Elektronik Telekominikasyon İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd....

          Tasarrufun iptali davasının kendine özgü dava şartları; geçici veya kesin aciz vesikasının varlığı, icra takibinin kesinleşmiş olması, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ve gerçek bir alacağın varlığıdır. 15. Tasarrufun iptali davalarında iptali istenilen tasarrufun, borcun doğumundan sonra yapılmış olması ön koşul olup, dava koşulunun var olup olmadığı belirlenmeden işin esası hakkında hüküm kurulamayacağından, bu husus mahkemece re’sen araştırılır 16. Borç; alacaklının borçludan istemeye yetkili olduğu, borçlunun da yerine getirmek zorunda bulunduğu edimi içeren hukukî ilişkidir. Borç, bu ilişkiyle aynı anda doğabileceği gibi; borç ilişkisinden sonra da doğabilir. Borçlar, niteliklerine göre farklı sınıflandırmalara tabî tutulduğundan borcun doğum tarihleri de kimi zaman bu sınıflandırmalara bağlı olarak değişiklik göstermektedir....

            Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı halde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür." şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında ise TBK 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı kabul edilmiştir....

            Bu türden iddialara dayalı davalarda hukuki yararın ortaya konulmasından sonra iddianın kanıtlaması halinde davanın mülkiyete ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 283/1- 2. maddesi kıyasen uygulanarak, iptali talep edilen tasarrufa konu malın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması; aksi durumda yani davacının boşanmadan veya katılma alacağından kaynaklı bir alacağının olmadığı, giderek hukuki yararının bulunmadığının saptanması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, TBK'nin 19. maddesinden kaynaklı genel muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK. 19 dan kaynaklı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/665 ESAS SAYILI DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK.19) KARAR : Tokat 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/104 esas sayılı derdest dava dosyasında verilen tasarrufun iptali(TBK.19) talepli davada verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davalı T4 vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının hak ve alacaklarının zayi olmaması, telafisi imkansız zararlar oluşmaması açısından dava kesinleşinceye kadar tedbiren, Tokat İcra Müdürlüğü 2022/ 10923 E....

              UYAP Entegrasyonu