Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu payın satışıyla ilgili olarak önalım davasının kabulüne karar verilmesi durumunda, dava konusu pay davacı paydaşın mülkiyetine geçecek ise de, alacaklının açtığı tasarrufun iptali davası, davalı borçlu lehine hükmedilecek olan önalım bedeline yöneleceğinden, alacaklı alacağını önalım bedelinden talep ve tahsil imkânına sahip olacaktır. Bu nedenle, görülmekte olan önalım davasının sonucu, tasarrufun iptali davasının sonucuna esas olacağından, bu davanın tasarrufun iptali davasının sonucunu beklemesi gerekmez. Anılan hususlar ve bu haliyle, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan mahkeme kararının onanması gerekirken, yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması maddi hataya dayalı olduğundan davacı ... vekili ile birleştirilen dava davacısı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün onanması gerekmiştir....

    Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Tire 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/580 Esas 2018/300 Karar sayılı dava dosyasından verilen, 19/07/2020 tarihli kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....

    Somut olayda Mahkeme hükmünde tasarrufun iptaline ilişkin gerekçe yazılmamıştır. Böyle bir karar, davanın tasarrufun iptalini hangi nedene dayalı olarak karara bağlandığı hususunu da içermediğinden Anayasa’nın 141/3, 388/3-5 (HMK’nın 297/1-c) maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırmaktadır. Mahkemece yapılacak iş yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davasının koşullarının oluşup oluşmadığının ayrı ayrı irdelenmesi,ortaya çıkacak duruma göre gerekçeli olarak bir karar vermek iken yazılı olduğu gibi gerekçesiz olarak hüküm tesisi doğru değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

      Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (kati haciz belgesi düzenlenmiş ise aciz belgesindeki miktar) iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi hesaplanır. Somut olayda, davacının davalılardan T8 aleyhine İstanbul Anadolu 14'üncü İcra Dairesini 2017/1007 (E) sayılı takip dosyası ile ilamsız icra yoluyla toplam 207.340,51 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla takibe başladığını, keşfe dayalı olarak bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen 02/05/2018 tarihli raporda dava konusu taşınmazın devir tarihi itibariyla değerinin 315.000,00 TL olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin dava açarken alınması gereken peşin harcın ise 50.000,00 TL olarak bildirilen dava değeri üzerinden hesaplanan miktara göre ödendiği anlaşılmıştır....

      Mahkemece, davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin olduğu, anılan Yasanın 277.maddesine göre tasarrufun iptali davaları elinde muvakkat (madde 105/2) yahut kati (madde 105/1,143) aciz vesikası bulunan alacaklı tarafından açılabileceği, somut olayda borçlular hakkında düzenlenmiş bir kesin ya da muvakkat aciz vesikası olmadığı gibi hali hazırda davacı tarafından başlatılmış bir ... takibi de bulunmadığı, davacının yapacağı iş, konu ettiği alacağının tahsili amacıyla ... takibine girişmek ve ... takibinde borçluların aciz içinde olduğu anlaşılırsa ve İİK madde 277 deki şartlar oluşursa, o halde tasarrufun iptali davası açması gerektiği, davacının tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/303 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Manisa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/12/2020 tarih ve 2020/303 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın alacağının tahsilini engellemek ve mal kaçırmak amacıyla, davalıların kendi aralarında muvazaalı olarak tanzim etmiş oldukları senetlere dayalı olarak açılmış olan İstanbul 11. İcra Müdürlüğü 2018/23560 Esas sayılı dosyasından yürütülen takibin muvazaa nedeniyle iptalini, işbu takip dosyasından hacizli hisselerin geçerli olduğu anlamına gelmemek kaydıyla bankamıza hacizli hisselerin geçerli olduğu açık olduğundan; davalı/borçlu T6 adına kayıtlı tüm malvarlığı üzerine danışıklı olarak uygulanan haciz işlemlerinin ve tasarrufların, TBK.’nun 19....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem muvazaa hem de tasarrufun iptali talepli olarak terditli dava açtıklarını, yeterli delil bulunduğunu, muvazaa iddiasının sonuçları ile tasarrufun iptali davasının sonuçlarının farklı olduğunu, ilk derece mahkemesince bu iki davanın sadece muvazaa başlığı altında birleştirildiğini, davanın terditli olarak açıldığı göz ardı edilerek muvazaanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedildiğini, tasarrufun iptali yönünden değerlendirme yapılmadığını, tasarrufun iptali davası yönünden iptal şartlarının oluştuğunu, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, bu durumda artık iyiniyetin önemli olmadığını, ayrıca mutad dışı ödeme durumu bulunduğunu, bunun da iptal sebeplerinden olduğunu, ayrıca mahkemenin muvazaa yönünden yaptığı değerlendirmenin de hatalı olduğunu, sunulan sözleşmede taşınmazın emaneten ve şartlı verildiğinin yazılı olduğunu, resmi senette ise satış yazıldığını, bu durumun muvazaayı oluşturduğunu belirterek...

        Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesi uyarınca hem de İİK'nun 277 ve davamı maddeleri uyarınca davalılar arasındaki devir işleminin/tasarrufun iptale talebi olduğu belirtilmiş ise de dava dilekçesinin konu bölümünde davanın konusu "Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir....

        İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

        B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, huzurundaki davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile ilgisi bulunmadığını, davacı yanın davasının TBK 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hükümlerine dayalı ikame edilmiş olup dava asılsız muvazaa iddialarının kabulü halinde İİK 283 /1 maddesinin kıyasen uygulanmasının talep edildiğini, bu durumda; İcra İflas Kanununun 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarına özgü özel ihtiyati haciz düzenlemesi yargılama konusu olayda uygulanamayacağı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; İcra ve İflas Kanununun 257. maddesine göre vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız "Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa" ve / veya "Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa" ihtiyati...

        UYAP Entegrasyonu