Dava İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK. m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafça İİK.’nun 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi dosyaya sunulmuş değildir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, ticari dava niteliğinde olmayıp genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararına dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ..., ...ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için ... deki 1/3 hissesini önce davalı ... onun tarafından da diğer davalı ...'a devrettiğinden, bu devirlere ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir....
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafından İİK’nın 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi dosyaya sunulmuş değildir....
iptali davasının açılmasının en önemli şartı; tasarrufunun iptali istenen taşınır ya da taşınmaz mal konusunda borçlu ile 3....
İcra Müdürlüğü nün 2015/15019 sayılı takip dosyasında borçlu T3 in maaşı üzerine haciz konulması yönündeki tasarrufun İİK 277 ve TBK nun 19. maddesi uyarınca iptali ile , davacıya İzmir 17. İcra Müdürlüğü nün 2016/15511 sayılı dosyasında alacak ve ferileri ile sınırlı olarak cebri icra yetkisi verilmesine, paranın iadesi yönündeki istemin 2. sıra haciz alacaklısı bulunması nedeni ile reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda; karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin dava konusu maaş haczi nedeniyle davalı-borçludan tahsil edilen miktarın davacıya ödenmesi yönündeki talebin reddedilmesinin hatalı olduğunu, ikinci sıradaki haciz alacaklısının tasarrufun iptali davası açmadığını, talepleri gibi karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, İİK 277. maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir....
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’ya dayalı olarak açılan tasarurfun iptali davaları da İİK’nun genel hükümlerine göre açılan tasarrufun ipali davaları gibi, tasarurfun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması ve amme borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekir. Ancak borcun doğumu takibin kesinleşme tarihi değil takibe konulan vergi borcunun yasal olarak ödenmesi gereken zamandır. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkındaki 2008 yılında doğan vergi borçları ile ilgili olarak 20.09.2008 tarihinde takibe geçilmiş, ödeme emri 29.06.2009 tarihinde tebliğ edilerek takip kesinleşmiştir. İptali istenilen tasarruf ise borcun doğmundan sonra 11.02.2009 tarihinde gerçekleşmiştir....
Mahkemece, borcun doğumundan sonra davalı kardeşler arasında yapılan satışın İİK'un 278/3-1.maddesi gereğince iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden dava dayanığı takip dosyası ile ilgili olarak borçlunun yaptığı itiraz nedeni ile takibin durduğu, ancak alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılıp açılmadığı anlaşılamamıştır....
Bu durumda adli tatil süresi içinde temyiz süresi işlemeyeceğinden davacı tarafın vermiş olduğu temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü ile mahkemenin 17.08.2012 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararının bozularak kaldırılmasına karar verilip davanın esastan incelenmesine geçildi: Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda davacının dayandığı icra takip dosyalarında borcun kaynağı olarak 30.04.2010 ve 30.07.2010 keşide tarihli 2 adet çek olup iptali istenilen tasarruf ise 15.04.2010 tarihlidir. Bu nedenle davacının alacağının tasarruf tarihinden sonra doğduğu görünmektedir. Ancak uygulamada daha önceki tarihli hukuki veya ticari bir ilişki nedeniyle sonraki tarihli senet veya çeklerin düzenlendiğide bir vakıadır....
Somut olayda, davacı bankanın kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacağı için aleyhinde icra takipleri yaptığı davalı-borçlu T4, diğer davalı T5'e verdiği bonoya dayalı olarak davalı alacaklı tarafından yapılan haciz işlemine ilişkin tasarrufun muvazaa nedeni ile iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça tasarrufun iptali yönündeki talepleri ile birlikte haciz sırasına yönelik de talepte bulunulmuş ise de; borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konularak bu sıra ile ödeme yapılmasının İİK'nun 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olmadığı, davanın TBK'nın 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir.(Yargıtay 4.H.D. 24/02/2021 T. 2020/1230 E. 2021/781 K.)...
Dava, İİK'nun 277ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Duruşma açılmasını gerektiren bir cihet bulunmadığından inceleme ve müzakereler HMK'nın 353 ve 355.maddeleri uyarınca istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, davalı- borçlu hakkındaki takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....