Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davalılara devredildiğini, davalı Muharrem'in yine 16/04/2014 tarihinde dava konusu yapılmayan 10 adet iş yeri vasıflı taşınmazı elden çıkarttığını, dava konusu taşınmazların devirlerinin mal kaçırma kastı ile yapıldığının açık olduğunu, ayrıca devir işlemlerinin bedelde muvazaa olması nedeniyle TBK m. 19 gereğince iptali gerektiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufların İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile TBK m. 19 gereğince iptaline karar verilerek Bakırköy 7....

Madde gereğince iptalinin gerektiğini açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılara devrolan; taşınmazlar üzerinde hissesinin devrine yönelik tasarrufun Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün 2019/34577 E. sayılı icra takibine konu alacaklarının şimdilik 50.000,00 TL'lik kısmı ve kısmın faiz ve sair fer'ileri ile sınırlı olmak üzere (söz konusu icra takibine konu alacaklarının dava konusu edilmeyen kısmı ile ilgili her türlü dava ve talep hakları saklıdır) İİK. 277 ve devamı maddeleri ile TBK. Mad. 19 gereğince müvekkili banka yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı T8 vekili cevap dilekçesinde özetle; her üç davalının ikametgahı Gaziantep olduğunu, yetkili mahkeme Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davaya konu edilen satışların gerçek satış olduğunu, tasarrufun iptali şartları oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların "tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığına" yönelik istinaf itirazlarının esastan reddine, "Nispi ilam harcının nispet ve ölçüsüyle" ilgili istinaf itirazının HMK'nın 355'inci maddesi uyarınca kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK'nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca yeniden oluşturulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24.02.2022 NUMARASI : 2021/97 ESAS - 2022/52 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK m.19 Hükmüne Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı T5 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    O halde, davanın, TBK'nın 19. maddesi kapsamında, nam-ı müstear adı altında gerçekleştirilen tasarrufun iptali davası olarak açıldığının kabul edilerek tarafların delillerinin toplanması, öncelikle nam-ı müstear iddiasının ispatı ve sonrasında tasarrufun iptali davasının koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi sonucunda esas yönünden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2020/54 E- 2021/186 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 14....

    Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Davacı taraf dava dilekçesinin 3.sayfasında özellikle bu davanın TBK.nun 19.maddesi muvazaa sebebi ile açtıklarını, belirterek, davanın TBK.nun 19.göre değerlendirilmesini talep etmesine rağmen tasarrufa iptale konu araç dava dışı 16/08/2017 tarihinde MUHAMMET AĞAN'a devredildiği tespit edilmesi üzerine dosyaya sundukları 30/06/2018 tarihli beyan dilelekçesi ile davanın bedel tazmin davasına dönüştürdüklerini ve eldeki davanın İİK nun 227 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış bulunan tasarrufun iptali davası olduğu belirtilmesine rağmen dava dilekçesinde belirtildiği gibi eldeki bu davanın TBK.NUN 19.MADDESİ MUVAZAA SEBEBİ İLE açılan tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna ulaşılmıştır....

    Somut olayda; Davacı varlık yönetimi dava dilekçesinde İİK 277 ve TBK 19 maddelerine dayanmakla, TBK 19. Madde gereği aciz vesikasına gerek bulunmasa da, İİK 277 gereği İİK 105. Madde gereği aciz vesikası varlığı davada bulunmalıdır. Ayrıca davacı alacağının doğumu tasarruftan önce olmalıdır. Davacı 28/12/2012 tarihli borçlu Cihangir'in kefil olduğu kredi sözleşmesine dayalı Boyabat icra müdürlüğünün 2016/3935E sayılı icra takibi ile takip yaptığı takibin kesinleştiği davalıların yaptığı tasarruf tarihi 21/04/2014 olup borcun doğumu olan kredi sözleşme tarihi 28/12/2012 tarihinden sonra tasarrufun yapıldığı , dava İİK 277 maddesine göre sonuçlandırmakla İİK 105....

    Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Somut olayda geçici aciz belgesi mahiyetinde haciz tutanağının bulunmadığı anlaşılmakta ise de davanın terditli açıldığı, TBK 19 maddesi uyarınca açılan davalarda aciz belgesi aranmadığı anlaşıldığından bu konudaki itiraz dikkate alınmamıştır....

      UYAP Entegrasyonu