Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın hukuki nitelendirmesi İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirilmiş olmasına Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2008/ 15381 sayılı icra dosyasından davalı borçlu aleyhine düzenlenmiş aciz vesikası bulunmadığı gibi, İİK 105 kapsamında da düzenlenmiş haciz tutanağının da bulunmamasına göre davanın aciz vesikası yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece verilen karar sonucu itibari ile doğru görüldüğünden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 38,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2020/124 ESAS- NULL/NULL KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tarih ve 2020/124 esas ve null/null karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklılara zarar vermek amacı ile yapılan Kahramanmaraş İli Elbistan İlçesi Köprübaşı Mahallesi 967 ada 18 parsel 9 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından İİK 277 ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptalini, bu mümkün olmadığı takdirde TBK 19 maddesi uyarınca muvazaa nedeni ile ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerindeki alacak ve tüm ferilerine yeter miktarda cebr-i icra yetki verilmesine, davanın 3....

    "iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." hükmü mevcut olup davanın görülebilmesi için satışın yapıldığı tarih olan 17/03/2014 tarihinden sonra davanın 30/01/2020 tarihinde açılmış olduğu dolayısıyla 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı belirtilerek dava reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne varki Davacı taraf terditli talepte bulunarak öncelikle İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan satış işleminin tasarrufun iptalini mümkün olmazsa TBK'nun 19. Maddesi uyarınca iptalini istemiş,mahkemece talep İİK 277 vd talep olarak değerlendirilip karar verilmiştir. Davacının TBk 19. Maddesine dayalı talepte de bulunduğu halde bu husus hiç incelenmemiştir. Bu tür davalar hak düşürücü süreye tabi olmaksızın, davacı tarafından her zaman açılması mümkün olan davalardır. Bu durumda davacının TBK 19....

    olağan akışına aykırı olarak muvazaalı tasarruf işlemlerinde bulunduğu kuşkusuz olduğu, bu itibarla; alacaklı şirketten mal kaçırma kastı ile gerçekleştirilen muvazaalı devirlerin iptali gerektiği, arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulü ile, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince; davalı borçlunun devrettiği taşınmazlar ile ilgili, söz konusu devirlere ilişkin tasarrufların tapu tashihine mahal olmadan iptaline, söz konusu tasarruflara konu taşınmazların cebri icra yolu ile, İzmir 19....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2023 NUMARASI : 2022/441 ESAS, 2023/189 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı Ve TBK 19) KARAR : Samsun 4....

    TASARRUFUN İPTALİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 277 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 280 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. Davacı vekili davalılardan B... Y... Turizm ve Yat Limanı Yat. ve Tic. A.Ş.'nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını, ancak davalılardan P... İnş. A.Ş.'nin de borçlu hakkında muvazaalı olarak icra takibi yaptığını öne sürerek muvazaalı olarak yapılan takibin iptalini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece hukuki yarar bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 16.10.2012 tarihinde kardeşi davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle TBK'nun 19 maddesi gereğince hükümsüzlüğüne, tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline veya İİK'nun 277 maddesi gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....

          Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....

            Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2- Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu