İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili " davanın tapu iptali ve tescili davası olup mahkemenin ise senet ve taşınmaz satış sözleşmesine göre değerlendirme yapıp 04.08.2011 tarihli devrin borcun doğumundan önce gerçekleştiğinden bahisle muvazaanın ileri sürülemeyeceği gerekçesine dayandığını, mahkemenin hatalı nitelendirerek tasarrufun iptali ve TBK m. 19 gereğince muvazaa iddiasının ileri sürülemeyeceğine hükmettiğini, mahkemenin tapu iptal ve tescil davası ile tasarrufun iptali davasını birbiri ile karıştırdığını, dilekçesinde tarih ve sayısını bildirdiği emsal Yargıtay kararında haklılıklarının ortaya konulduğunu, davanın temelinin, muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil olup bonoya dayalı bir takibe dayandığını, mahkemenin zaten tüketici mahkemesinde dava var düşüncesiyle davanın reddi yoluna gittiğini, her iki davada müvekkilin haklarının korunması ve davalıların ileri sürebileceği hususların birbiri ile farklı olduğunu, üzerine kayıtlı bir malvarlığı bulunmayan ,...
------------tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da ------- görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir....
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Davalı T4 tarafından gerçekleştirilen usulsüz işlemlerle ilgili araştırma yapılmadığı, davalı T4 tarafından gerçekleştirilen usulsüz işlemler neticesinde elde edilen paralar ile 15/05/2017 tarihinde edinilen ve 27/11/2017 tarihinde diğer davalı T3 devredilen dava konusu Kırklareli ili, Lüleburgaz ilçesi, Ceylanköy köyü, 1551 parselde kain 1400 m2 yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmazın TBK'nın 19. maddesi hükmü uyarınca muvazaa nedeniyle iptale tabi olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2017/302 ESAS, 2020/11 KARAR DAVA KONUSU : Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Adana Şubesinden kullandığı ve ödemediği bireysel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı-borçlu T4 aleyhine Adana 9....
(TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....
Yine Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilinin, dava konusu Adana ili Yüreğir İlçesi Köprülü Mah. 9083 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın TBK 19 ve İİK 283 maddeleri ile tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi talebinde bulunduğu, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Mahkemece, davanın genel muvazaa davası olarak kabul edilip, ispat yükünün de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerekir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....