(eski 18) maddesine dayalı danışık (muvazaa) iddiasına dayalı tasarrrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu taşınmazların dava dışı miras bırakan (borçlu) tarafından davalıya temlik edildiği, bu işlemin alacaklıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tasarrufların iptaline karar verilmesini istemektedir. BK'nun 19.maddesine dayalı olarak muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline ilişkin açılan bu davada, borçlunun veya mirasçılarının hukukunun etkileneceği açıktır. İptali istenilen tasarruf işlemlerini yapan borçlu ...'ın davadan önce 20.03.2010 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu ... mirasçılarının davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmisene gerek görülmemiştir....
Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." TBK 19 muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, dava niteliği itibarıyla Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır....
Mahkemece davanın İİK'nın 277 vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine yönelik olduğu kabul edilerek aciz belgesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça B.K muvazaa hukuksal nedenine dayandığı gibi 24.05.2016 tarihli ilk celsede de davanın BK'nun 19.maddesine göre açıldığını belirtmiştir. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış hukuksal nitelendirme nedeniyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12.05.2022 NUMARASI : 2020/347 ESAS - 2022/114 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 vd. ile TBK m.19 Dayalı ) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Bölge Adliye Mahkemesi, davanın BK'nun 19.maddesine göre açılan muvazaalı işlemin iptali davası olduğu, borcun 2000-2008 yılları arasında doğduğu, iptali istenen satış işlemlerinin bu tarihten sonra yapıldığı, davalı borçluya ait dört parça taşınmazın aynı gün gerçek değerinin çok altında bedellerle borçlunun kardeşi, kardeşinin oğlu ve kardeşinin eşine satıldığı düşünüldüğünde yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiğinden davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinafı haklı olmadığından reddi gerektiği ancak mahkemenin davayı tasarrufun iptali davası olarak nitelemesinin hatalı olduğundan davacı vekilinin istinafının kabulüne, HMK'nın 353/1-b/2 madde ve bendinin tanıdığı yasal olanak çerçevesinde ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında yazılı bulunan dava türünün TBK 19.maddeye dayalı iptal davası olarak, İİK 280.madde uyarınca iptal gerekçesinin TBK 19.madde uyarınca iptal olarak düzeltilmesine; karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından...
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir. Bursa 2. Aile Mahkemesinde görülen 2017/1033 esas sayılı mal rejimi davasının 02/03/2021 de davanın kabulüyle sonuçlandığı, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar için davacı lehine 100 bin lira katılma alacağına hükmedildiği, kararın halen istinaf incelemesinde olduğu, davacının aile mahkemesi dosyasında da muvazaaya dayalı tapu iptali tescil talebinde bulunduğu, aile mahkemesinin bu talebi tefrik edip yeni esasa kaydetmeye karar verdiği anlaşılmaktadır. Aile Mahkemesinin bu tefrik kararının sonucunun araştırılması ve buna göre ortada gerçekten derdestlik durumu bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ayrıca mahkemenin hukuki değerlendirmesi dava dilekçesi içeriği ve talep sonucuna uygun düşmemektedir....
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, 26.04.2018 tarihli Ön inceleme oturumunda davanın İİK'nın 277. maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu yönündeki mahkeme tespitinin davacı vekili tarafından imzalanmasına, 11.10.2018 tarihli davanın TBK'nın 19.maddesine dayalı olarak görülme talepli dilekçenin iddianın genişletilmesi süresinde verilmemiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VII....
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, BK.nun 19.maddesine dayalı muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı vekilinin dairemizin kaldırma kararından sonra dosya karar aşamasında iken davasını ıslah ederek, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali olmadığı takdirde BK.nun 19.maddesi gereğince tasarrufun iptali isteminde bulunmuştur....
Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Davacı taraf yönünden; mahkemece aciz vesikasının bulunmadığından bahisle açılan dava usulden red edilmiştir. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda İİK 105. Madde gereği aciz vesikası bulunması dava şartıdır. Ancak TBK 19 muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası bulunması dava şartı değildir. Davacı dava dilekçesinde İİK 277 yanında TBK 19 muvazaa nedenine dayalı da tasarrufun iptalini istemekle mahkemece davacının TBK 19. Maddesine dayalı hukuki nedenine dayalı davasının esasına girilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar tesisi hatalıdır....
İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır....