ye borçlandığını, hakkındaki icra takibine ve maaş haczine itiraz etmediği böylece davacının yaptığı icra takibinin karşılıksız kalmasına neden olduğu iddia edilerek mavuzaalı takip sonucu borçlunun maaşına konan haczin kaldırılmasını talep edilmiştir. İİK. 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davalarının amacı borçlunun 3.kişilerle yaptığı bazı tasarruf işlemlerinin alacaklı yönünden alacak ve eklentileriyle sınırlı olarak hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemektir. Yukarıda açıklamalar doğrultusunda dava hukuksal nitelikçe İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkemece esasa girilerek bu yönde taraf delilleri toplanmalı hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Aksine düşüncelerle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA 3.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı, davalı ... aleyhine açılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/111 Esas sayılı alacak davası sonucu hükmedilmesi muhtemel alacağının tahsiline yönelik açtığı, yargılama aşamasında söz konusu davanın alacaklı davacı lehine sonuçlandığı ve Yargıtay aşamalarından geçerek 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, dosyasında mevcut delillerin TBK'nun 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkeme kabulü ile dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçelerle red kararı isabetli görülmemiştir....
Davacı vekili davasını hernekadar Borçlar Kanununun 18. maddesi yada İİK'nun 279. maddesinde gösterilen hukuki sebeplere göre terditli açmış ise de dava, dava dilekçesindeki ileri sürülüşe, cevaba cevap ve temyiz dilekçeleri içeriğin ve de icra hukukuna yönelik işlemlerin yapılmasına nazaran İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali niteliğinde olduğu ve de davacı davasını açıkça Borçlar Kanunun 18. maddesindeki muvazaa hukuksal sebebine hasretmediğinden dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13.10 YTL peşin harcın onama harcına mahsubuna 8.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/2392 KARAR NO : 2023/2965 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇORUM 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/6 ESAS, 2023/283 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Çorum 1....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/507 Esas KARAR NO : 2022/1168 DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ : 08/06/2022 KARAR TARİHİ : 26/12/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/01/2023 Davacı vekili tarafından açılan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muvazaalı satıştan kaynaklı gerçekleşen hisse devirleri nedeni ile tasarrufunun iptaline karar verilmesini istemiştir. CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından mahkememizde açılmış olan davada muvazaalı satıştan dolayı hisse devir işleminin iptalinin istendiğini ancak bu muvazaanın ne olduğu nasıl yapıldığının anlaşılamadığını, hisse devirlerinin tamamen yasalarda düzenlenen şekilde yapıldığını ve davacının onayı ile gerçekleştiğini, bu sebeple davanın reddini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....
e devrettiğini, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle TBK'nun 18 ve 19 maddesi gereğince iptali ile İİK'nun 283.maddesi gereğince haciz ve satış yetkisi verilmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde satış tasarrufun iptali ile taşınmazın borçlu adına tesciline verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, borçlu adına kayıtlı onbeş adet taşınmaz ve araç bulunduğundan aciz halinde olmadığını, davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
(Öpöz) vekili, müvekkilinin davalı ... ile 06.06.2005 tarihinde boşandıklarını, boşanmadan bir hafta sonra 13.06.2005 tarihinde ...’in üzerine kayıtlı evi yeğeni...’e sattığını, bununda açılan katkı payı alacağında verilen tedbir aşamasında anlaşıldığını, yapılan satışın müvekkilinin katkı payı alacağının tahsilini engellemek için muvazaalı yapıldığını, Tijen adına olan tapunun iptali ile ... adına tescilini talep etmiştir. Açılan davada muvazaanın katkı payı alacağının engellenmesi muvazaa nedeni olarak gösterilmiş ise de bu alacak nedeniyle takip başlatıldığı ve borçlu ... hakkında bir aciz vesikası alındığı iddiası bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası açılması koşulları mevcut değildir. Davacının dava dilekçesi içeriği ile talep sonucunda İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası değil BK 18 ve devamı maddelerinde düzenlenen muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil davası açtığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/159 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 vd.) KARAR : Torbalı 2....
T.. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi: Yerel Mahkemece dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiş ve dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3 kişi N.. T..'un kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin bozma ilamında da davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek, dava konusu tasarrufun belirtilen gerekçeyle İİK'nun 280/1 madde gereğince iptale tabi oldu belirtilmiştir....
Zira bu niteleme sonucu hangi delilerin toplanması gerektiği, hangi ön şartların araştırılacağı ve hangi yargılama usulünün tatbik edileceği gibi hususlar aydınlığa kavuşacaktır. Bu kararlar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe ve nitelemeyi nazara alarak kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığını denetleyecektir. Somut olayda Mahkemece davanın nitelemesi karar başlığında tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) olarak gösterilmişse de gerekçeli kararda davanın İİK 277 ve BK 19 maddesi uyarınca kabulüne karar verilerek yargılama usulleri ve dava şartları dahi farklı olan iki hukuksal nedene dayalı olarak davanın yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir....