Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/07/2018 NUMARASI : 2016/580 E- 2018/300 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Tire 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2018 tarih ve 2016/580 Esas 2018/300 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davalı T4 vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan T8 müvekkili bankaya kullanmış olduğu krediler ve kredi kartından dolayı borçlandığını, borçlarını zamanında ödemediği için verilen yasal süre içerisinde de borcunu ödemediğini, hakkında Tire İcra Müdürlüğünün 2016/1566 esas, 2016/1571 esas, 2016/1558 esas ve 201681559 esas sayılı icra takipleri başlatıldığını ve icra takiplerinin kesinleştiğini, icra takip dosyalarında yapılan araştırmalarda borçlu T8 borcu karşılamaya yetecek kadar menkul ve gayrimenkul malının bulunmadığını, icra dosyasında borçlu davalı için yapılan pasif sorguda davalı borçlu...

AŞ ile ticari ilişkisi olduğunu belirterek dava konusu taşınmazların satış ve devir tasarruflarının İİK 277 ve devamı maddeleri ile BK 18.maddeleri gereğince batıl olduğunun tespitine, müvekkili banka yönünden iptaline, müvekkili bankaya dava konusu taşınmazlar üzerinde İİK 283 gereğince cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Gaziantep İli, Şahinbey İlçesi ......

    Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, talebin TBK.nun 19 maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK 19 maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali ile, İİK 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/859 Esas KARAR NO : 2021/498 Karar DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ : 16/12/2016 KARAR TARİHİ : 30/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının -----yılında evlendiklerini, davacının öğretmen, davalının ise mimar olduğunu, davalının ----yılında kendi işi olan----- kurduğunu, davalının halen kurucusu ve sahibi olduğu bu şirkette çalışmaya devam ettiğini, tarafların ----- sayılı boşanma davasını açtıklarını, davalının boşanma davası açıldıktan sonra evlilik birliği boyunca edinilen tüm malvarlığını elden çıkarmaya başladığını, sahibi olduğu ------ devrettiğini, şirketin bir çok malvarlığının bulunduğunu ve davalının mal kaçırma gayesiyle kötü niyetli olarak bunları muvazaalı olarak tasfiye ettiğini, ---sene birlikte oturulan ve aile konutu olan taşınmazı dahi ----karşılığında...

      Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının, iptali istenen son tasarruftan itibaren 2 yıl içerisinde takip yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 )....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, İİK 277 ve devam maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebi ile açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davalı T3 vekili tarafından kararın istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

        Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına,bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 22.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali istemine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBKnun 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

          Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2- Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

            Hukuk dairemizin sayın çoğunluğu dahi, B.K nun 18. maddesine dayanılarak hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin kararlarda İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramaktadır. Bu uygulama dahi, B.K nun 18.maddesinin açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarının tek başına yeterli ve yasal dayanağı olmadığını göstermektedir. Ayrıca, hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali ile ilgili taleplerde İİK nun 277-282. maddelerinde düzenlenen ön koşullar açılan davalarda aranmazken İİK nun 283. maddesine uygun hüküm kurulmasını aramak kanaatimizce çelişkidir. Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz....

              UYAP Entegrasyonu