Mahkemece, davanın BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali olduğu, borç kaynağı senedin Konya 14.İcra Müdürlüğünün 2013/1289 sayılı dosyasından takibe konulduğunu, takipten önce senet borçlusunun diğer davalı çocuklarına 18.10.2012 tarihinde temlik ettiği, temlik alanların borçlunun çocukları olması nedeni ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu, muvazaa olgusunun açık olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar Mehmet ve İrfan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....
iptali davası açma hakkının, alacaklının genel hükümlere (TBK. m. 19) göre muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğini, İİK'ya dayanak açtıkları ve hali hazırda istinaf değerlendirmesinde bulunan dava sebep gösterilerek huzurdaki BK 19 uyarınca açtıkları muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasının usulden reddedilemeyeceğini, İİK 277 uyarınca açılan dava ile TBK 19 uyarınca açılan davanın yasa ve Yargıtay içtihatlarına göre birbiri aleyhinde derdestlik oluşturmayacağını" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
a borçlu tarafından yapılmış bir satış bulunmaması nedeni ile bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada amaç alacağın tahsilini sağlamak olduğundan, tasarrufun iptali davalarında İİK 283/1 maddesi doğrudan BK'19.maddesine göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacının.....İcra Müdürlüğü'nün 2011/5729 sayılı takip dosyasındaki alacakları ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın davalı lar adına olan kaydın iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/01/2013 NUMARASI : 2008/340-2013/59 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Banka vekili, davalı borçlu Musa aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Ümit’e onun da davalı Ayser’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı Musa ve Ümit vekili ile davalı Ayser davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, aciz belgesi sunulmadığı ve akrabalığın muvazaayı göstermeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK 18. (TBK 19.) maddesine dayalı muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....
Davanın BK 19. Maddesine dayalı olarak da açıldığı ve bu hukuki sebebe dayalı olarak kabul kararı verildiği, BK 19'a dayalı olarak açılan iptal davalarında hak düşürücü süre olmadığı gibi aciz vesikasının sunulmasına gerek yoktur. Bu sebeple mahkemece bu yönde verilen karar yerinde görülmekle davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Fakat mahkemece verilen kararın 2 nolu maddesinde) dava konusu taşınmazlar bakımından 02/09/2010 tarihli satışların iptali ile davacıya satış-haciz yetkisi verilmiştir. Hükümde satışın iptaline değil “iptal ve tescile gerek gerek olmaksızın alacakla sınırlı olarak haciz-satış yetkisi verilmesi” şeklinde hüküm kurulması gerekmektedir. Zira TBK m 19 hükmü çerçevesinde kurulacak hükümde tasarrufa konu mal, alıcı (veya devir alan) malvarlığından çıkarılarak, tekrar borçlunun malvarlığına geri verilmez....
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, davanın TBK 19 a dayalı olarak nitelendirilmesi gerektiği, alınması gereken bir aciz vesikasının da olmadığı belirtilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacının dava dilekçesinde İİK 277- 278 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalinin talep edildiği, dava dilekçesi sonuç kısmında BK 18 ve İİK 277 e göre değerlendirme yapılmasının talep edildiği görülmüştür....
Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen icra takip dosyası, bu dosya üzerinden yapılan haciz tutanağının mahkemeye ibraz edilmesi ve ihtiyati haciz kararının temyizi sırasında Dairece verilen karardaki nitelemeye göre her ne kadar davanın BK. 19. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu kabul edilmiş ise de tüm dosya içeriği davanın İİK.nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece davanın İİK.nin 277 ve devamı maddelerinde yazılı iptal koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, davalıların aynı mahallede oturmaları nedeniyle 3. kişi konumundaki davalı M. T.'...
Maddesi uyarınca ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm tesisi gerekirken davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca mı yoksa BK nın 19 maddesi uyarınca mı değerlendirilerek hüküm tesis edildiği hususunda gerekçede bir açıklık bulunmamaktadır. Kaldıki İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında kesin ve ya geçici aciz vesikasının bulunması dava şartı olup mahkemece borçlu şirket hakkında İİK'nın 105. maddesi kapsamında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikası bulunup bulunmadığı hakkında herhangi bir araştırma ve tespitin yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davanın BK' nın 19....
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2013/20 E. , 2013/7799 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Uyuşmazlık, İİK'nun 283/2 hükmü uyarınca icra dosyalarından davalılar tarafından çekilen tutarların tahsili, kesin aciz belgesi olmadan tasarrufun iptali davası açılması konusunda yetki verilmesi ve muvazaalı olduğu iddia olunan icra takiplerinin iptali (BK. m. 19) istemlerini içeren davada talep sonuçlarına yönelik ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbire ilişkin olup, uyuşmazlığın niteliğine göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesi ile görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, danışıklılığa dayalı (BK:18) tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 19.9.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....