Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...’nın müvekkiline olan vergi borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıkları sırada amme alacağının tahsilini engellemek amacıyla davalılardan ...Metal Plastik ve İnş. Nak. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.deki payını yine davalılardan ...’ya sattığını öne sürerek, yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar, davaya karşı cevap vermemişlerdir....

    Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanun’un 28/2 bendinde kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olduğu belirtilmiş olup Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerleri belirlenip, davalı 3. kişiler tarafından borçluya satış bedeline mahsuben yapılan resmi ödemelerin de tapudaki bedele eklenmesinden sonra taşınmazın satış bedeli ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında mislini aşan fark olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08/04/2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Vergi Dairesi vekili; davalılardan borçlu ...'nın 02/02/2015 tarihi itibari ile adına tahakkuk eden 164.876,65 TL vergi borcu olduğunu, vergi borcunu ödememek için dava konusu Hacıabdi Mah. 238 ada 249 parselde 5 nolu bağımsız bölümdeki 1/5 hissesini 14.10.2010 tarihinde diğer davalı olan ...'e sattığını, satışın muvazaalı olduğunu belirterek, yapılan muvazaalı tasarrufun 6183 sayılı Kanuna göre iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmiştir....

        a mal varlığını kaçırmak için sattığını, yapılan satışın kamunun vergi borcunu ödememek ve amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla yapılması nedeniyle 6183 sayılı yasanın 24 ve 30 maddeleri gereğince muvazaalı olduğunu belirterek 08/06/2009 tarih ve 12975 yevmiye no.lu satış işleminin iptali ile tapu kaydının eski haline iadesine karar verilmesini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin de davalılara tahmilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ...'ın ...'ün ayrı ayrı verdiği dilekçelerinde davanın zamanaşımı ve esastan reddi ile yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamı itibariyle ve usulüne uygun hazırlanan bilirkişi raporuna da itibar edilerek, taşınmaz hissesinin satış bedeli ile gerçek değer arasındaki fark da dikkate alındığında anne kız arasındaki tasarrufun bağışlama hükmünde olup 6183 s.k. gereği iptale tabi olduğu, davacının davasının kabulü ile ..., ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı borçlu ...’ün davacı kurumun mükellefi olduğunu ancak dava konusu taşınmazı diğer davalıya devrettiğini, 6183 sayılı Yasa uyarınca davalılar arasında kurum alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller göre, davanın 26.12.2014 tarihinde açıldığı, hak düşürücü süre olan 5 yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle İİK 284.maddesi kapsamında davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu tür davaların açılabilmesi için öncelikle borçlu davalı hakkında yapılıp kesinleşen bir icra takibinin olması gerekir. 6183 sayılı yasanın 26. maddesi uyarınca tasarrufların yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra bu maddelere istinaden dava açılamaz. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen göz önüne alınması gerekir....

              Dava 6183 Sayılı ...’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda amaç borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastı ile mal varlığından çıkarmış olduğu mal ve hakların tasarruftan zarar gören alacaklının alacağını elde etmek amacıyla dava açarak alacağını elde etmesidir. Bu davaların açılmasının ön koşulu borçlu hakkında icra takibi yapılması, takibin kesinleşmesi ve bazı haciz işlemleri yapılmışsa haczedilen malların kamu alacağını karşılamaması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması ve davanın tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 Sayılı ...’nun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı kamu borçlusu şirket ve ortağı ... hakkında 6183 sayılı Yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazını 11.01.2013 tarihinde davalı kardeşi ...'a devrettiğinden davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 20.03.2018 tarih 2015/13790 Esas 2018/2756 Karar sayılı ilamı ile, davalılar ... ve...'...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                    Ancak 6183 sayılı Kanunun 31. maddesine göre 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye mecbur olduklarından, 14 numaralı bağımsız bölüm açısından davacı vekilinin ıslah talebinin kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru değildir. 2-Kabule göre de tasarrufun iptali davalarından maksat, tasarrufun butlanına hükmettirmektir. İptal davası sabit olduğu takdirde, alacaklı davaya konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisi elde eder. Davanın konusu taşınmaz mal ise davalı üçüncü kişi üzerindeki tapu kaydının düzeltilmesine yer olmadan, başka bir anlatımla tapunun iptali ve tesciline gerek kalmadan o taşınmazın satışını isteyebilir....

                      UYAP Entegrasyonu