Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında borçlu hakkında yapılmış bir takip ve bu takibin kesinleşmiş olması gerektiği gibi bu koşulun yargılama boyunca da devam etmesi gerekmektedir. Dosya içeriğinden takip dayanağı borcun karardan sonra ödendiği ve davanın konusu kalmadığı anlaşılmaktadır....

    Müdürlüğünce dava dışı vergi borçlusu şirket yöneticisi olması nedeni ile bu vergi borcundan ötürü 6183 sayılı Yasanın 35. ve Mükerrer 35. maddeleri gereğince takip yapıldığı, davacının davada takip edilen kamu alacağının bulunmadığının saptanması ve bu takibin iptali istenmiş olmasına, 6183 sayılı yasadan doğan ihtilafların hallinde kural olarak idari yargının görevli olduğu, bu kuralın istisnalarının aynı yasada ayrıca gösterilmiş olup, Adli Yargının hangi işlerde bakmaya görevli olduğu açıkça belirtilmiş (6183 sy. Md. 24, 68, 99) olmasına ve kamu alacağının aslına yönelik davada görevin idari yargıya ait olduğu düşünülüp buna göre yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, İstanbul Vergi İdaresi Başkanlığı Bostancı Uygulama Grup Müdürlüğü Rıhtım Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi ... vergi kimlik numaralı ... hakkında Ümraniye 3....

        Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı borçlu şirket yetkilisi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarının aynı Yasanın 25. maddesine göre aralarında mecburi dava arkadaşlığı olan borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılması gerektiği, taraf teşkilinin davanın görülebilme koşullarından olup mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği, somut olayda 3. kişi durumundaki ... Ltd. Şti.’nin davaya dahil edilmeden karar verildiği, bu davalının davaya katılması sağlanıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilip bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalı ... Ltd....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, tasarrufun iptali istemine ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, 4811 sayılı yasadan yararlanmak için verilen dilekçe sonucu düzenlenen ödeme tablosunun davalı ...’a tebliğ edilmemiş olması nedeniyle vergi borcunun kesinleşmeyeceği ayrıca borcun belirlendiği tarihten önce tasarrufun gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların 6183 Sayılı Yasanın 25.maddesine göre davalı borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılması gerekir. Somut olayda taşınmazı borçludan doğrudan satın alan ... davada taraf gösterilmemiştir. Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, re'sen nazara alınması gerekir. Bu durumda 3.kişi ...’in davaya katılması sağlanıp taraf teşkilinden sonra işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönün göz ardı edilmiş olması doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... Medya Yayıncılık Ticaret A.Ş. vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... hakkında, takip yaptıklarını, takibin sonuçsuz kaldığını, dava konusu taşınmazını 16.08.2012 tarihinde davalı şirkete devrettiğinden, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı borçlu vekili, satışın muvazaalı olmadığını raiç bedelden satıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ......

                Öte yandan 29.madde de de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. 6183 sayılı yasaya dayalı tasarrufun iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir....

                  Ancak dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

                    Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.12.2015 gün ve 2014/549-2015/428 sayılı hükmün Dairenin 12.09.2018 gün ve 2016/4588-2018/7704 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere davanın 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davası olmasına göre 6100 Sayılı HMK.nin geçici 3.maddesinin 2.fıkrası delaletiyle 1086 Sayılı HUMK.nin 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 384,00 TL para cezasının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 11/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu