Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davalı ...'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını ancak borçlunun amme alacağının tahsilini engellemek için kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan satış işleminin iptalini talep etmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabul edilerek bu yönde bir araştırma ve inceleme yapması gerekirken davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşerek muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; mahkemece davacının talebinin 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde tanımlanan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilip bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonucun dosya içeriğine uygun düşmediği,somut olayda davacı idare vekilinin, dava dışı ... Sebze Meyve Sevkiyat Nakliyat İnşaat Tekstil Ticaret Turizm Limited Şirketi ile ortakları olan..., ... ve ......

      Eğer dava ...277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ise bu üç koşula ilaveten borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i (İİK 143.madde)veya geçiçi aciz (İİK 105.madde)belgesinin bulunması da gereklidir. Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerek 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı, gerekse İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının görülebilirlik koşullarından biri, mahkemece de belirlendiği gibi alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır....

        Mahkemece, davalıların kardeş oldukları ve devrin düşük bedel ile yapıldığından İİK'nun 277.maddesine göre iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın 6183 sayılı Yasa'nın 24.maddesine göre açıldığından hukuki değerlendirmenin anılan Yasa hükümleri çerçevesinde yapılması gerekirken, İİK'nun 277. ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması hatalı ise de sonuç itibari ile karar doğru olduğundan davalılar vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazın davalı ...'...

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ :09/06/2022 ESAS NO :2021/145 KARAR NO :2022/239 DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR TARİHİ :5.5.2023 GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 5.5.2023 İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Talep, tasarrufun iptali (6183 sayılı kanun 24 ve devamı) İstemine ilişkindir. İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusunun davalılar arasındaki bağın muvazaalı olduğuna ilişkin tespit davası olduğunu, davanın ticari dava sayılması gerektiğini ve uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiğini belirterek İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği İzmir 4....

            Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalardan amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı görevsizliğe dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                Birleşen dava 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı ... ......

                  Mahkemece takip konusu vergi alacağının tahakkuk tarihinin 24.11.2011 yılı olup tasarrufların ise bu tarihten önce 30.09.2010 yılında yapıldığı, tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı alacaklı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, dosya içerisindeki ödeme emri ve haciz tutanağı içeriğinden borçlunun vergi borcunun 2010 yılına ait dönemi de kapsadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tasarruf ise 30.09.2010 tarihinde yapıldığından tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığından söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek, borçlu ve diğer davalı arasındaki tasarrufun iptale tabi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre verilmesi gerekirken aksi yöndeki gerekçesi ile yazılı şekilde verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                    Mahkemece, borcun doğumundan sonra, borçlunun davalı oğluna yapılan araç satışının mal kaçırma amacına yönelik olduğundan bahisle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 835,78 onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 04.12.2014 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu