tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 492 sayılı Harçlar Yasa'sının 13/j maddesi gereği davacı SGK Başkanlığı harçtan muaf olup keşif harcından sorumlu tutulması bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut uyuşmazlıkta kurum 5521 sayılı kanundan kaynaklanan prim alacağının tahsili için, anılan kanunun 88. maddesi uyarınca 6183 sayılı kanun hükümleri uyarınca prim borçlusu şirketlerin yönetim kurulu üyeleri hakkında takip başlatılmış ve adı geçenlere murislerinden kalan taşınmazın muvazaalı satışından dolayı 6183 sayılı kanunun 26 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açılmıştır. Dava tarihi itibari ile İş Mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Zira 88. Maddenin 16. fıkrasında “kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanacağı” belirtilirken, açıkça 26 ve devamı tasarrufun iptali ile ilgili hükümler hariç bırakılmamıştır....
ın şirket ortağı olması sebebiyle vergi alacağından çok önceleri haberdar olduğu ve devri yaptığı kişinin de eşi olması sebebiyle satışın muvazaalı gerçekleştirildiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Bu tür davalarda davanın kabulü halinde, davacı kamu idaresinin iptal edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağının tespit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptali gerekmektedir. Somut olayda; dava konusu gayrımenkulün davalı ...'den davalı ...'...
Mahkemece, davanın reddine dair karar, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/10/2017 tarih 2015/4665 Esas -2017/9514 Karar sayılı ilamı ile davalı ... hakkında her iki savcılık tarafından verilmiş ve kesinleşmiş idari para cezalarının olduğu, bu cezalara ilişkin eylemlerin 2007-2008 döneminde gerçekleştiği, tasarrufun ise bu tarihten sonra 04/11/2008 tarihinde yapılmış olduğundan, davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1....
Mahkemece, davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu, genel hükümlere göre bakılması gerektiğinden Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 09.06.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İzmir 12. İş Mahkemesince, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 17/09/2013 gün 2013/1001 Esas 2013/16580 Karar sayılı bozma ilamına uyulduktan sonra, 6183 sayılı yasanın 24. Maddesi gereğince "Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır." hükmünü içerdiği, anılan madde gereğince davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, Yargıtay 17....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ... 12. İş Mahkemesince, ... 10. Hukuk Dairesi'nin 17/09/2013 gün 2013/1001 Esas 2013/16580 Karar sayılı bozma ilamına uyulduktan sonra, 6183 sayılı yasanın 24. Maddesi gereğince "Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır." hükmünü içerdiği, anılan madde gereğince davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, ... 17....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davalıların enişte -kayınbirader olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1 ve 6183 Sayılı AATUHK'nun 30.maddesi gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, takip konusu borcun 2004, 2005, 2006 yıllarına ilişkin olup borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasına, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmaması nedeniyle davalıların ikametgah yeri olan ... Mahkemesinin yetkili olmasına, bu tür davalarda aciz belgesi sunulma zorunluluğu bulunmamasına, davalı ...'...
Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına 2.1.2004 tasarruf tarihi ile 16.1.2013 dava tarihi arasında 6183 Sayılı AATUHT'nun 26.maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davanın önşart yokluğundan reddedilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına AAÜT'nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti; ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içerdiğinden anılan yasal düzenleme gereğince davalı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet...
Mahkemece, dava konusu edilen 109 ve 110 nolu işyerleri için davadan vazgeçilmesi nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına, 24 nolu bağımsız bölüm için açılan davanın kabulü ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tapuya tesciline, 14 nolu bağımsız bölüm için açılan davanın ise taşınmazın dava açılmadan önce dava dışı kişilere satılmış olmasından dolayı reddine karar verilmiş davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar yasanın 25. maddesi hükmüne göre borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan 3. kişiler aleyhine açılır....