Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Söz konusu dava 6183 Sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali mahiyetli bir davadır. Davacı şirketlerin, borçlu olan şirketin borçlarından sorumlu tutulmasını talep etmiştir. Amme alacakları tahsili usulü hakkında kanunun 24. maddesi uyarınca tasarrufun iptali mahiyetli davada uygulanacak 27, 28 ve devamı maddelerle ilgili yargılama yetkisi genel mahkemededir. 6183 Sayılı Yasanın 30 . maddesinin şartlarının bulunup bulunmadığı değerlendirilecektir. Mevcut davada davacı tarafın tacir sıfatı bulunmadığı gibi, çekişme her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklı değildir. Ticari dava olarak nitelendirilemez. Belirtilenler ve dosya içinde mevcut İzmir BAM 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/2915 Karar sayılı tedbirle ilgili kararı da bulunmakla eldeki davanın görülme yeri genel mahkemedir. Açıklanan nedenlerle, İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....

    nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesinin 16. fıkrasında ''Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacak- larının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102, ve 106, maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.." aynı maddenin 19.fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun uygu- lanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir." de- nilmektedir. (506 sayılı Yasa'nın 80/7) Anılan Yasa'nın 101. maddesinde de aynı yönde bir düzenleme ile "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde,bu Kanun hükümlerinin uygulamasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmü yer almaktadır. (506 sayılı Yasa'nın 134. maddesi)...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın 2004 sayılı İİK kapsamında değil 6183 sayılı AATUHK'nun 27. vd. maddeleri gereğince açıldığını, 6100 sayılı HMK'nun 389. maddesinde düzenlenen şartların mevcut olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun 'un 27. vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Mahkemece, davanın İİK'nnu 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, davacı tarafından usule uygun olarak yapılmış bir takip olmadığı, dava şartı olan aciz belgesinin sunulmadığı ve tasarrufun mal kaçırma amacı ile yapıldığının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın) hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vergi idaresi vekili, borçlu ... Elektronik Bilgisayar Gıda İnşaat Tek. Tic. Ltd. hakkında vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca takip başlattıklarını, takipleri sonuçsuz bırakmak için şirket ortağı ... 'nin dava konusu taşınmazları kardeşi ... 'ya devrettiğini belirterek, bu temlike ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar vekili, satışın muvazaalı olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....

          Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılamanın tüm aşamalarında taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir. Yerel mahkemece 07.02.2017 tarihli duruşma zaptında “HMK 320/2 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6383 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu görülmüştür.” şeklindeki tespite rağmen 2 numaralı ara kararda “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, "Mirasın hükmen reddinin iptali" davası olduğunun tespitine, HMK 140/3 maddesi uyarınca tahkikatın bu tutanak esas alınarak yürütülmesine” denilmiştir....

            M.. prim alacağı nedeniyle takip yaptığını, alacağını tahsil edemediğini öne sürerek borçlu davalının kendisine ait taşınmazı alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. 6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri uyarınca S.. M.. tarafından prim alacakları nedeniyle açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda görevli mahkeme , yürürlükten kalkan 506 SSK.nun 80.maddesi 4.fıkrası ve bu maddeyi kaldıran 5510 sayılı Kanun ile getirilen aynı yasanın 88/19. maddesi ile açıkça iş mahkemesi olduğu belirtilmiş, anılan yasa maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir….” denilmek suretiyle yoruma yer bırakılmamıştır. Bu nedenle, Yargıtay 10....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, İİK. ve 6183 sayılı kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali stemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir....

                  Mahkemece davacının talebi 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde tanımlanan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilip bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir Somut olayda davacı idare vekili, dava dışı Alsa Sebze Meyve Sevkiyat Nakliyat İnşaat Tekstil Ticaret Turizm Limited Şirketi ile ortakları olan ..., Salih Alhan ve Mehmet Sağlamer aleyhine 6183 sayılı yasa hükümleri uyarınca icra takibi yaptıklarını, ancak dava dışı ... ...’un borçlu... ile diğer borçlu ...’ın sağlığında kendisine verdiği vekaletname ile ... plakalı aracı ölümünden sonra davalı ... Tic. Ltd. Şti.ne sattığını öne sürerek 6183 sayılı yasanın 27 ve devamı maddeleri uyarınca geçersiz vekaletname ile yapılan satışın iptalini, araç elden çıkarılmış ise takdir edilecek bedelinin ödenmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu