Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Dava, tasarrufun iptali (İ.İ.K.'nun 277.maddesine göre) tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 17.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    in İİK'nun 331.maddesi gereğince 6 ay hapis ve 3.600,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Suça konu olan tasarrufun iptali ile ilgili olarak müşteki tarafın ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/35 esasına kayıtlı tasarrufun iptali davasını açtığı anlaşılmakla, tasarrufun iptali davasının sonucu beklenmeksizin eksik araştırma ile, Kabule göre de; Sanık hakkında hapis cezası asgari hadden tayin edildiği halde, adli para cezasının asgari hadden uzaklaşılarak tayin edilmek suretiyle çelişkiye düşülmesi, İsabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün kısmen istem gibi BOZULMASINA, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi olup HUMK'nun 176. maddesi uyarınca adli ara vermede de süreler işlenmekte olduğundan 15 günlük yasal temyiz süresi geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin (isteminin) REDDİNE, 27.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verilidi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vergi idaresi vekili, borçlu hakkında vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca takip başlattıklarını, takipleri sonuçsuz bırakmak için borçlunun adına kayıtlı taşınmazını davalı ...'a sattığını, belirterek borçlu ve diğer davalı arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili, iptal davasının dinlenmesi için tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği, vergi borcunun 2011-2012 dönemine ait olduğunu tasarrufun 2010 yılında yapıldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....

          Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerek 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı, gerekse İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının görülebilirlik koşullarından biri, mahkemece de belirlendiği gibi alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır. Somut olayda davalı borçlu hakkında 6183 Sayılı Yasa gereği çıkarılan ödeme emri idare mahkemesinin kesinleşen kararı gereğince “ davacı ... ile aralarında vekalet ilişkisi bulunan idarenin, sözkonusu zararı alacak davası olarak tahsil etmesi gerekirken 6183 Sayılı Yasa uyarınca ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal edilmiştir....

            Şti. vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde sadece borçlu tarafından yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali gerekmektedir. Somut olayda; dava konusu edilen 16M00156 ticari plakada davalı borçlu ...’ın 1/2 hissesi olup, bu miktar hisseye ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Ticari plakanın geriye kalan 1/2 hissesi dava dışı ...’a ait olup; bu kısım dava dışı ... tarafından davalı 3.kişi ... Servis Ltd.Şti.’ne devredilmiştir. Mahkemece ticari plakanın tamamının devrine ilişkin işlemin iptaline karar verilerek, borçluya ait olmayan dolayısı ile dava konusu olmayan ticari plaka hissesinin de iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

              Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazdaki hissesini davalı babası ...’e onun da damadı ...’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tasarrufun akrabalar arasında yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                REDDİNE, Ancak, tasarrufun takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere iptali gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değil bozma nedeni ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir görülmediğinden hüküm fıkrasının 1.bendinin sonundaki "tasarrufun iptali" tümcesinden önce gelmek üzere "takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere" tümcesinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 243.00.-YTL kalan onama harcın temyiz edenden alınmasına 1.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  a satış tarihi 23.11.1999 olup davanın ise 23.11.2007 tarihinde açılmış olmasına, İİK'nın 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasının gerekmesine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde belirlenen 20 yıllık zamanaşımı süresinin alacağın (zararın) talebine ilişkin dava ve takiplerde uygulanabileceğine, tasarrufun iptali için yasal olarak kabul edilmiş olan beş yıllık hak düşürücü süreyi etkilemesinin düşünülemeyeceğine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına 9.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı yasanın 282. maddesi uyarınca iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılması gerekir. Bunlardan başka kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir.Somut olayda borçlu olduğu bildirilen ...’nun kendisine ait taşınmazı davalı ...’ya satmış olduğu öne sürüldüğü halde dava sadece 3. kişi olan ... aleyhine açılmıştır. Her ne kadar daha önce borçlu ile 3. kişi aleyhine tasarrufun iptali davası açılmış ve sonuçlandırılmış ise de açılan iş bu dava İİK'nun 283. maddesine göre bedele dönüştürülen tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu