Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava tarihi itibari ile taşınmazın dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, davalıların tapu maliki olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasında amaç borcun doğumundan sonra borçlunun mal kaçırma amacı ile yaptığı tasarrufun iptali ile alacağın tahsili imkanını sağlamak olduğu, somut olayda dava konusu taşınmazın borçlu tarafından 11.11.2009 tarihinde davalı ...’a onun tarafından da dava dışı....’a onun da ...’a satış yaptığı, bu halde davacıdan anılan sahışların davaya dahili sağlanması ......

    Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; üçüncü kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir. Somut olayda, alacaklı ...'in borçlu ...'dan olan alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibinde şikayet konusu taşınmazla ilgili olarak 04.10.2019 tarihinde tasarrufun iptali davası açtığı, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2022 tarih ve 2019/253 E. 2022/163 K. sayılı kararı ile ... tarafından davalı...'a 08.01.2019 tarihinde yapılan hisse satış işlemine yönelik tasarrufun iptaline, Gaziosmanpaşa 6....

      Mahkemece, İİK 278/3-1 bendinde karı koca arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu hükmü gözetilmeli, Ünye İcra Müdürlüğünün 2011/2392 Esas sayılı dosyası getirtilmeli, tasarrufun iptali davalarında karar ilam harcı takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerektiğinden kooperatif hissesinin devir tarihindeki gerçek değeri belirlenmeli, yine bu tür davalarda, davanın kabulü halinde alacak aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar oranında, aksi durumda takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile İİK'nun 283/1 maddesi gereğince bu miktar üzerinden haciz ve satış isteme yetkisi verileceği de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır....

        Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, hacizden önce mülkiyetin davacıya geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” ve davalı alacaklının İİK’nun 97/17. maddesi gereğince karşı dava olarak açtığı “tasarrufun iptali” davası niteliğindedir. Tasarrufun iptali davasının konusu İİK’nun 280. maddesinde: “malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler” olarak tanımlandığından bu davalarda takip borçlusu yasal hasım konumundadır....

          Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı, borçlu ile birlikte hareket ederek muvazalı takip yaptığından tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilerek davacının alacaklı olduğu takip dosyasındaki alacak yönünden müvekkiline cebri icra yetkisi tanındığını, tasarrufun iptali ilamı aleyhine yapılan istinaf başvurusunun reddedildiğini, tasarrufun iptali ilamını davacının alacaklı olduğu dosyaya sunup cebri icra yetkisini kullanma talebinde bulunmaları nedeniyle davacıya paranın dosyaya yatırılması aksi halde dosyadaki teminat mektuplarının paraya çevrileceğinin ihtar edildiğini, yapılan işlemlerin kanuna uygun olduğu, tasarrufun iptali davasının sıra cetveline itiraz davasından önce açıldığını, ayrıca iptali istenen sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının 2....

          Mahkemece, tasarrufun iptali davalarının davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiği, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisinin olmadığı ve görevsizlik kararı vermiş olan Iğdır Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetki itirazını reddetmesinin geçersiz bulunduğu gerekçesi ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nun 9. (HMK.7) maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerlidir. İptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardır. Bu nedenle davanın konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HUMK.13 (HMK'nun 12.) maddesi hükmü bu davalarda uygulanmaz....

            Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında borçlunun aciz halinin var olduğunun sabit olması gerekir. Somut olayda, davacı alacaklı tarafından aciz belgesi sunulmadığı gibi, borçlu adresinde yapılmış İİK’nun 105. maddesi niteliğinde bir haciz tutanağı da bulunmamaktadır. Bu halde, ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre ise, tasarrufun iptali davaları İİK'nun 282. maddesi gereğince borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır....

              Şikayet olunan vekili, tasarrufun iptaline ilişkin açtıkları davanın ve ihtiyati haciz tarihlerinin şikayetçinin açtığı davadan ve hacizden önce olduğunu, bunun aksi halinde bile müvekkilinin, tapu kaydında şikayetçinin takip tarihinden önce başlatılan ve aciz vesikasına bağlanmış bir ... takibine istinaden haciz koymuş olduğunu, bu sebeple aynı derecede hacze iştirak ettirilmesi ve paranın garameten paylaştırılması gerektiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tasarrufun iptali davalarında İİK'nın 281/.... maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğinden şikayetçi ...'ın borçlu aleyhine açtığı ve ....07.2009 tarihinde kabul ile sonuçlanan ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/52 Esas sayılı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı, ........2009 tarihinde sonuçlanan ... .......

                Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. ... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür. Somut olayda, borçlunun ev adresine 27.03.2012 tarihinde haciz için gidildiğinde, 1.600,00 TL ev eşyası haczedilmiş, bu eşyalar üzerinde başka hacizlerin olmadığı belirtilmiş ve hacze kabil başka mal bulunamadığı tesbit edilmiştir....

                  Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı borçlu...'nin eşi ...'e boşanma protokolü ile tasarrufa konu taşınmazları devrettiğini, bu devir işleminin tarafların anlaşmalı boşanmaları sonucu mahkeme hükmüne bağlandığını açıklayarak, söz konusu tasarrufun iptalini dava etmiştir. Mahkemece, mahkeme hükümlerinin tasarrufun iptali davalarına konu edilemeyeceği düşüncesi ile dava reddedilmiştir. Mahkemenin kabul şekli yasal düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir. İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz. Tarafların iradelerinin uygunluğu ile bir mahkeme hükmünün elde edilmesi halinde nizalı bir yargıdan bahsedilemez. Bu gibi hallerde tarafların uygun iradesi hükmün oluşmasına yetmektedir. Alacaklısından mal kaçırmak amacında olabilen borçlu bu durumda amacına uygun bir mahkeme kararı elde edebilecektir....

                    UYAP Entegrasyonu