Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kooperatif vekili, iki farklı dava konusu olduğunu, İİK. 94. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil, İİK 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptalinin talep edildiği, davaların birlikte görülmesinin mümkün olmadığını, talep sonucunun netleştirilmesi ve hak düşürücü sürenin tespiti bakımından davanın açıklattırılması gerektiğini, tasarrufun iptali davası için gerekli olan aciz vesikası ve iptali gereken bir tasarruf bulunmadığını, tapu iptal ve tescil davasının da reddi gerektiğini, iptal edilip davacılar adına tescil edilmesi gereken tapu ve muvazaaya dayalı bir tasarrufun sözkonusu olmadığını, ferdileşmeye engel bazı hususların bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalılar ... ve ... vekili, müvekkili ...'nın davacı gibi davalı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, ...'nun ise, ...'nın hissesine düşen bir dairenin arsa payını tapuda devir ve temlik alarak sözleşmeye konu bir daire için ...'...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, İİK 277.maddesi gereğince olmadığı takdirde terditli olarak TBK 19.maddesi ile ile tasarrufun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi, taşınmazların üçüncü kişilere devredilmesi ihtimalinde nakden tazmin talebine ilişkindir. Davacının İİK 277 vd maddeleri gereğince tasarrufun iptali talebine ilişkin olarak; Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279. ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır ( İİK.md.281 )....

    Bu halde dava, TBK 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı (danışıklı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa sebebiyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacı, muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Bu sebeple davacının, dava konusu tasarrufun muvazalı olduğunu ve bu sebeple zarar gördüğünü ispat etmesi gerekmektedir. Muvazaanın varlığını iddia eden taraf TMK 6. maddesi gereğince bu iddiasını genel hükümlere göre ispat etmek zorundadır. Böylece davacı, İİK 277 ve devamı maddelerindeki karine ve ispat kolaylıklarından faydalanamayacaktır. TBK 19 hükmü bakımından yapılan değerlendirme ve somut olayda: davacı tarafça davalılar arasında yapılan tasarrufun muazalı olduğuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası kullanılmamış ve iddiası ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir....

    Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Yerel mahkemece davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilip karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olduğu yazılmış ise de doğru hukuki nitelendirme hakime aittir. Dava dilekçesi içeriğinden ve olayların anlatımından TBK 19. maddeye istinaden tasarrufun iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Tasarrufun iptalinin her iki kanuni düzenleme uyarınca (birlikte terditli olarak veya müstakilen) istenmesi de mümkündür. Dolayısıyla davanın İİK 277 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilip karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç olarak; davanın esasına girilerek deliller toplanmalı, bekletici sorun yapılan dava dosyalarından çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/254 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Adana 2....

    Açıkça belirtilmese de, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dayanılan maddi vakıalar karsısında, davacının yazılı isteminin içinde ve özünde, İİK 277 vd maddeleri içeriğinin yer aldığının kabulü gerekir. Bu itibarla dosya içinde açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre dava 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptaline karar verilmesi halinde davacı alacağına yeter miktarda cebri icra yetkisini kullanma hakkı elde eder. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir....

      Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu Mevlüt aleyhine takip yaptıklarını borcu karşılayacak mal bulunamadığını bu nedenle borçlunun arsasını davalı ...’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini ve taşınmaz üzerinde cebri icra hakkı tanınmasını İİK 277 vd maddelerine göre dava sübut bulmadığı takdirde muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, satışın gerçek olduğunu tarafların birbirinin yakını ve arkadaşı olmadığını, bedelin tüm satışlarda farklı gösterildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir....

        Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir (İİK. md. 277). Bu husus, dava şartı olup, hakim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Yargılama sırasında davacı tarafından İİK'nun 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi sunulmamıştır ancak takip dosyasında yapılan haciz, yazılan müzekkerelere verilen cevaplar, davalı borçluya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üzerlerinde bulunan takyidatlar da nazara alınıp tüm takip dosyası kapsamından borçlunun aciz halinde olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan davalı borçlu tarafından açılan Tekirdağ Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2005/625 Esas ve 2007/30 Karar sayılı menfi tespit davasında verilen hükmün Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığının 12/11/2007 tarih ve 2007/5454-9935 sayılı ilamı ile bozulmuş olduğu anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, İİK. 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay ( 17 ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/770 esas, 2022/309 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (TBK.19.-İİK 277 ve devamı) talebinin kabulüne karşı, davalı T4 vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (TBK.19.-İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

            UYAP Entegrasyonu