Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Aynı yasanın 278/2 maddesi ivazlar arasında fahiş fark bulunması, 280. maddesi uyarınca borçlu ile hukuki işlemde bulunan davalı 3. kişinin borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilmesi halinde yapılan tasarrufun iptal edileceği hükmünü öngörülmüştür....

    Şöyle ki; Her şeyden evvel eldeki dava sadece alacak davası olmayıp davada davalı-borçlu tarafından diğer davalılara devredilen taşınmazların devirlerine ilişkin tasarrufun iptali ile anılan taşınmazlar üzerinde Çorum İcra Müdürlüğünün 2020/21222 esas sayılı dosyasında takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere anılan taşınmazlar üzerinde alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi ve elden çıkarılan taşınmazlar yönünden ise İİY.nın 283/2. Maddesine dayalı nakden tazmin istemi olmak üzere iki ayrı talep bulunmaktadır. İlk talep olan taşınmazlar üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınması istemi zaten alacak istemi içermemektedir. Nakden tazmine ilişkin ikinci talep ise alacak istemi niteliğinde olmakla birlikte yerel mahkeme bu istemin belirsiz alacak olarak ileri sürülemeyeceğini gerekçe göstererek her iki talebin de reddi sonucunu doğuracak şekilde davayı reddetmişse de İİY.nın 283/2. Maddesine dayalı nakden tazmin talebi HMK.nun 107....

    Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. uhdesine döndürülmesinden ibaret olduğu ve davalı idareye İcra İflas Kanunu'nun 283'üncü maddesi uyarınca tasarruf işleminin iptaline karar verilen hastane açılış ruhsatının cebri icra yoluyla haciz ve satışını isteyebilme ve bu yolla alacağını tahsil imkanı verildiği olayda ise, tasarrufun kısmen iptali üzerine borç miktarınca asıl borçlu ......

      Madde gereği tasarrufun iptaline karar verilmekle mahkeme kabulüne göre tasarrufun iptaline karar verilmiş olması ve üçüncü kişinin nakden tazminle sorumlu tutulması isabetlidir. Ancak tasarrufun iptali davalarında İİK 283/2 madde gereği üçüncü şahıs nakden tazmine mahkum edilirken davacı alacağından fazla olmamak üzere mahkum edilmelidir. Mahkemece davalı üçüncü kişi uhdesine geçen 75.973,54TL'nin nakden tazminine karar verilmesi isabetli ise de davacı alacağı ile sınırlı olarak nakden tazmine karar verilmelidir....

      Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davalar elinde kat'i (İİK.nun 143.md) yada geçici (İİK.nun 105.md) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olup mahkemece re'sen (kendiliğinden) gözönüne alınması gerekir. Rehinin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucunda satış bedelinin alacağı karşılamadığı için verilen rehin açığı belgesi ise alacaklıya iptal davası açma hakkı değil, borçlunun diğer mallarını haczetme yetkisini verir. Bu nedenle rehin açığı belgesi aciz vesikası yerine geçmez. Ayrıca tasarrufa konu malı borçludan satın alan üçüncü kişi satın aldığı malı elinden çıkarmış olması halinde davacı davasını nakden tazmine dönüştürebilir. Bu hak alacaklıya yasaca tanınmış olduğundan ve ayrıca talep olmaksızın yasa gereği bedele dönüştüğünden açılan davanın nakden tazmin olarak sürdürülmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı... İnşaat Medikal San. ve Tic. Ltd Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davalı ... aleyhine takip yapıldığını, hacizde borcu karşılar mal varlığı bulunmadığı, davalı ... tarafından dava konusu aracın 03/12/2013 tarih satış sözleşmesi ile davalı şirkete devrettiğinden mal kaçırma amacı olup aynı aracın dava dışı ... isimli şahsa devredildiğinden, tasarrufun iptali devir tarihi itibari ile gerçek değerinin tespiti ile birlikte tespit edilen bedelin davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile, tasarrufa konu taşınmazın dava dışı şahsa satılmış olması nedeniyle, taşınmazın rayiç değerinin nakden tazmin olanak davalılar T7, T6 ve T4'tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı T4 vekili ile, davalılar T8 T7 ve T6 tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Tasarrufun iptali davalarında harcın ve vekalet ücretinin hesaplanmasında; iptale konu tasarrufun değeri ile, takipte istenen alacağın miktarından hangisi az ise, o miktar dikkate alınır....

          Mahkemece Davalılardan ...’in taşınmazın gerçek bedelini haricen ödediğinin anlaşılması ve kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması, davalılardan ... ve ... ...’in taşınmazı iyi niyetle ve gerçek bedelini ödeyerek satın almaları nedeniyle ..., ...,... ve ... hakkındaki davanın Reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulü ile davalı ... ile ... arasındaki satışa dair tasarrufun iptaline ancak ... taşınmazı elinden çıkardığından satış bedeli olan 137.000.00 YTL ve icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere nakden tazmin ile yükümlü tutulmasına, davalı ... ile ... arasındaki tasarrufun iptaline ancak ... taşınmazı elden çıkardığından taşınmazın elden çıkarma tarihindeki gerçek değeri olan 356.000.00 YTL ve icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere nakden tazmin ile yükümlü tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılardan ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı ... Bankasının temyizi yönünden; davacı ......

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

            Esasen yerel mahkemenin rayicin altında satış sebebiyle tasarrufun iptali gerektiği yönündeki gerekçesi de somut olaya uygun değildir. Zira yargı uygulamasında tasarrufun iptali için rayiç ile satış bedeli arasında en azından misli fark bulunması aranır. Somut olayda (devir tarihindeki ipotek borcu tespit edilmemesine rağmen) böyle bir fark bulunmadığına göre bu hususun iptal sebebi olması da mümkün değildir. Bunun yanında davalı Osman'ın sorumlu olacağı tazminat miktarı bulunurken taşınmazı dava dışı kişiye sattığı tarihteki ipotek borcunun satış tarihindeki rayiç bedelden mahsup edilmesi gerekir. Davacı vekili davayı bedele dönüştürdüklerini belirtmiş, toplam alacak miktarı daha düşük (391.161,86 TL) olduğu için bu miktar üzerinden nakden tazmin istemiş ve bu miktar üzerinden harç ikmali yapmıştır. Yerel mahkemece hükümde talebi aşar şekilde 543 bin lira tazminata hükmedilmesi hukuka uygun değildir. 2017/9292 sayılı icra dosyası dosya arasında bulunmamaktadır....

            UYAP Entegrasyonu