Tasarrufun iptali davası açan alacaklının iptal ettirdiği tasarruf miktarınca dava açmayan alacaklılara göre önceliği vardır. Somut olayda Gaziantep 3....
Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Aynı yasanın 283.maddesi gereğince borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı malı bir başka kişiye devrederse alacaklı, devir yapılan kötü niyetli dördüncü kişilere karşı da iptal davası açabilir. Buradaki "kötü niyetli dördüncü kişiler" iptal davasına konu malı, borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerdir. Kötü niyetin ispatı davacı alacaklıya aittir. Yasanın 283/2. maddesi hükmünce iptal davası üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu değere taalluk ediyorsa bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine(davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilir. Dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark tek başına tasarrufun iptaline karar verilmesi nedeni değildir. Somut olayda davalı ... ... dava konusu taşınmazı borçlu davalı ...’den doğrudan satın almış değildir....
Bu işlem iptal edildiğinden tapuda önceki malik ... adına bu hisselerinin tapuya tesciline" tümcesinin çıkarılarak yerine "takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davacıya iptal edilen taşınmaz hisseleri üzerinde cebr-i icra yetkisi tanınmasına" tümcesinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.025,00TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 05.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
Tasarrufun iptali davaları geçerli tasarruflar için açılabileceği gözönüne alındığında tasarrufun iptali davalarında borçlunun yaptığı tasarrufların davacı alacaklı açısından alacak ve fer'ilerini karşılayacak oranda tasarrufun geçersizliğine hükmettirmek mümkündür. Başka bir ifade ile o davanın reddedilmiş olması bu davanın reddi için bir gerekçe değildir. Hal böyle olunca işbu davaya devam edilerek iptal şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir verilmesi yerine yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine verilmesinin doğru olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı yasanın 282. maddesi uyarınca iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili davalı ...'ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece tasarrufun amacının mal kaçırmak olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...’nin amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmaz hissesini 10.9.2009 tarihinde annesi davalı ...’ye sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu ..., dava konusu taşınmazın miras olarak kaldığını, miras hisselerini kardeşi ile birlikte annelerine devrettiklerini, adına kayıtlı araç ve dükkanı olduğunu, iptal koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., dava konusu taşınmazdaki çocuklarına ait hisseleri aldığını, oğlunun aciz halinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 24 devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilini aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı Yasa'nın 25.maddesinde..."tasarrufun iptalinin borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasçıları ve suiniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı istenileceği" belirtilmiştir. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi yasal hasım bir diğer anlatımla mecburi dava arkadaşıdır. Mahmece üçüncü kişi hakkında bedele hükmedebilmesi için öncelikle borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptal edilmesi gerekir....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan bir davadır. Somut olayda davacı vekili tarafından dava dilekçesinde takipteki alacağın tahsil edilmesi için işbu davanın açılmış olduğu açıklanmıştır. Bu nedenle iptal koşullarının oluştuğu sonucuna varılırsa takip konusu alacak ile sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava dilekçesinde gösterilen taşınmazın tapudaki satış bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir....
Celsede alınan beyanında ilgili taşınmazın muvazaalı bir şekilde kendisinin aldığını ikrar etmesini de dikkate alarak davanın TBK 19 maddesi gereği açılan muvazaaya dayalı iptali davası olarak nitelendirilip İİK 277. ve devamı maddeleri gereği açılan tasarrufun iptali davasında istenen aciz vesikası sunulması ara kararından vazgeçerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Eldeki davacı tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile talebin TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak davanın görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya tasarrufun iptali davası olarak bakılması gerekir. İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olmasından dolayı bu tür davaları, elinde geçici (İİK.m.105) veya kat'i (İİK.m.143) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilmektedir....
kaydındaki ipotek ve haiz miktarının da gözönünde tutulması gerektiği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır....