Konunun aydınlatılması bakımından genel olarak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.maddesinde (yeni 6098 s.TBK 19.m) düzenlenen genel muvazaa ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarına değinilmesinde yarar bulunmaktadır: 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 18.maddesinde; (Yeni 6098 sayılı TBK 19.madde) “Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisabeden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz.” hükmü ile genel muvazaa düzenlenmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 Günlü Ara Karar NUMARASI : 2021/488 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T7 temlik eden Qnb Finansbank AŞ'ye kredi sözleşmeleri gereğince borçlu olduğunu, temlik eden tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2018/11686 Esasında takip yapıldığını, bu sırada davalı borçlu tarafından, İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, 851 ada 4 parselde kayıtlı 39 nolu bağımsız bölümün davalı 3 kişiye gerçek değerinden pek aşağı bir bedel ile devredildiğini, devrin mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek tasarrufun İİK 277 ve devamı maddeleri ve BK 19....
Davacı, alacağını tahsil edebilmek için borçlusu olan davalı ... hakkında icra takibi yaptığını, borçlu davalının bu icra takibini sonuçsuz bırakmak için diğer davalı ile anlaşarak muvazaalı olarak kendisine ait taşınmazın ½ hissesini sattığını, davalılar arasında muvazaalı olarak yapılan satışın BK' nun 18. maddesi gereğince geçersizliği ile İİK’ nun 283/1. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Davalılar ise, davacı tarafından iptali istenen taşınmaz satışının gerçek olduğunu ileri sürerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davanın İİK’ nun 227. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu ve tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı banka vekili tarafından, müvekkili banka tarafından davalı borçlu Emin Yıldırım'a kullandırılan kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeni ile, borçlu hakkında Malatya İcra müdürlüğünün 2019/21233 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun adına kayıtlı Malatya Yeşilyurt Üç Mah. 2331 ada 23 parsel de kayıtlı 9 nolu bağımsız bömündeki hissesini 05/10/2018 tarihinde davalı T5 devir ettiğini, söz konusu devirin alacaklı müvekkili bankayı zarara uğratmak kastıyla yapıldığını belirterek İİK nın 277. ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptaline olmadığı taktirde TBK 19. Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Gerek TBK'nın 19. maddesine gerek İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının borçludan bir alacağının olması ve bu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava dilekçesinde yapılan ve aşamalardaki beyanlardan davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun anlaşılmasına ve aynı Kanun’un 284. maddesine dayalı olarak davanın reddinde de bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının BK m. 18 ( Yeni BK m. 19) kapsamında dava açmasının her zaman mümkün olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 10/06/2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan BK 19 maddesi hükmü değerlendirilmeksizin hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak İİK 277 maddesine göre değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gibi, mahkemece davanın nitelendirmesi İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olması durumunda ise İİK.nun 105. maddesi kapsamında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikası ibraz edilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre de davalı ... ve Işıl vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, BK. 18.maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak her zaman dava açabileceğine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve Aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kişi T3 arasında akrabalık bağı bulunmadığı, 11.000,00- TL bedelle anlaştıkları bunu elden ödediği bu sebeple tanışıklığlın ispatlanamadığı, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptale tabi olmadığından red kararı verildiği görülmüştür. Mahkeme her ne kadar İİK. 277 maddeye göre değerlendirme yapmış ise de öncelikle talep tapu iptali ve tescil yani BK. 19. Maddedeki muvazaaya dayalı bir talep olup bu talep hiç incelenmemiştir. İİK. 277. Maddede irdelenmeden karar verildiği görülmüştür. İİK. 277. maddeye göre karar vermek için bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Mahkemece, davacı ile borçlu arasındaki temel ilişki ve bu temel ilişkiden doğan borcun doğum tarihi araştırılarak BK'nun 18. madde gereğince danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan ve toplanacak delillere göre karar vermesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kabule göre de; İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğması ve borçlu hakkında düzenlenmiş geçiçi veya kesin aciz belgesinin bulunması dava önkoşuludur....
Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak Yasa maddesini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (6100 sayılı HMK 'nin 33.maddesi). Eldeki dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....