Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinin kararı ile; "Davanın hukuki nitelendirmesi mahkemeye ait olup her ne kadar davacı dava dilekçesinde davalı borçlunun murisinin mirasını reddine dair işlemin İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olarak nitelendirip , davalı borçlunun mirasın reddine dair tasarrufun iptalini ve haciz ve satış yetkisi tanınmasını talep etmişse de; murisin mirasın reddine dair kararın iptali davası MK 617 maddesinde düzenlenmiş olup, İİK 277 e devamı maddelerindeki tasarrufun iptali davasıyla ilgisinin ve koşulların olmadığından davanın hukuki nitelendirmesi mirasın reddi kararının iptali davası olarak nitelendirmeyi gerektirmiştir. (Benzer nitelikte Y.14.HD'nin 2019/2816 E.-2020/4371 K. Sayılı ilamı) M.K'nun 617....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/167 esas sayılı derdest dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talepli davada verilen ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davalı İbrahim Altıner vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. Davalı İbrahim Altıner vekili tarafından süresi içinde yapılan istinaf başvuru incelemesine konu istem ise; Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/167 esas sayılı derdest dosyasındaki 02/05/2023 tarihli ara kararın kaldırılarak, taleplerinin kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, verilen 02/05/2023 tarihli ara karar ile; "......

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28.12.2006 gün, 18503-19179 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 19.1.2007 gün, 320-281 sayılı,15.Hukuk Dairesinin 6.2.2007 gün 676-603 sayılı, 17.Hukuk Dairesinin 7.5.2007 gün ve 641-1533 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava,İcra İflas Kanununun 277 vd.maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği ve dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 15.Hukuk Dairesine aittir....

    İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....

      Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının, iptali istenen son tasarruftan itibaren 2 yıl içerisinde takip yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 )....

        Aile Mahkemesinin 2013/985 Esas sayılı dosyası ile eski eşi Seyide Işık'a karşı açmış olduğu katkı payı alacağı davasından doğan katkı payı alacağını diğer davalı T3'ye temlik ettiğini, temlik sebebiyle mahkemenin 70.000,00 TL katkı payı alacağının diğer davalı T3'ye ödenmesine karar verdiğini, temlik işleminin müvekkilinden para kaçırmak için zarar verme kastı ile yapılan bir işlem olduğunu, temlik alan davalı T3'nin davalı Kamuran'ın çok yakın dostu olduğunu, borçlunun mali durumunu ve borcunu ödemede acze düştüğünü bildiğini, birlikte kötü niyetli olarak hareket ettiklerini belirterek alacağın temliki işleminin BK 18 ile İİK 277 ve devamı maddeler gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, İİK 277 ve devam maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebi ile açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davalı T3 vekili tarafından kararın istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

        Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....

          Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’ nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K nun muvazaayı düzenleyen 18. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1- İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların)iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K nun 18. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....

            Dava, davalılardan T3 26/11/2020 tarih ve 11642 yevmiye sayılı işlem ile devredilen taşınmaza ilişkin tasarrufun TBK nun 19 maddesi ile İİK ve devamı maddeleri gereğince iptali istemine ilişkin olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu