Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TBK 19. maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ...3. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı şahıs, davalı diğer bir şahıs olan ...'dan maliki olduğu, kooperatiften edindiği taşınmazını "bağımsız bölümünü" davacıya sattığı, daha sonra davalı kooperatif tarafından davaya konu bağımsız bölümle ilgili tasarrufun iptali davası açılmıştır....
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan BK’nın 18. maddesinde düzenlenen biçimi ile dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı iptali istemine mi yoksa İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine mi ilişkin olduğu, davanın İİK’nın 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü hâlinde İİK’nın 284. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktalarında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 13. Dava; mahkemece, İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir. Özel Daire ise, davanın, BK’nın 18. maddesinde düzenlenen biçimi ile muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu ve bu tür davalarda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı belirtmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/263 esas, 2022/89 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (TBK 19 ve İİK 277 ve devamı) kabulüne talebinin karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (TBK 19 ve İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem muvazaa hem de tasarrufun iptali talepli olarak terditli dava açtıklarını, yeterli delil bulunduğunu, muvazaa iddiasının sonuçları ile tasarrufun iptali davasının sonuçlarının farklı olduğunu, ilk derece mahkemesince bu iki davanın sadece muvazaa başlığı altında birleştirildiğini, davanın terditli olarak açıldığı göz ardı edilerek muvazaanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedildiğini, tasarrufun iptali yönünden değerlendirme yapılmadığını, tasarrufun iptali davası yönünden iptal şartlarının oluştuğunu, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, bu durumda artık iyiniyetin önemli olmadığını, ayrıca mutad dışı ödeme durumu bulunduğunu, bunun da iptal sebeplerinden olduğunu, ayrıca mahkemenin muvazaa yönünden yaptığı değerlendirmenin de hatalı olduğunu, sunulan sözleşmede taşınmazın emaneten ve şartlı verildiğinin yazılı olduğunu, resmi senette ise satış yazıldığını, bu durumun muvazaayı oluşturduğunu belirterek...
Maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında icra takibinin kesinleşmiş olması ve alacaklının elinde kesin aciz veya geçici aciz vesikası bulunması gerekir. Somut olaya gelince; İİK.'nın 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına yönelik kesinleşmiş icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, Mahkemece, icra takibinin başlangıç tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilerek tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle TBK.'...
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (iik 277 Ve Devamı), Olmazsa Terditli Olarak Açılan Tbk. 19. Maddeye Dayalı Tapu İptali Ve Tescil istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 vd. Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; İcra İflas Kanunu'nun 284. maddesinde tasarrufun iptali davası açılabilmesi için iptali istenilen tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğü, yapılan incelemede davalı T5 389, 457 ve 564 parsel sayılı taşınmazları davalı T6 22/01/2014 tarihinde, 192 ve 325 parsel sayılı taşınmazları da diğer davalı T3 30/01/2014 tarihinde devrettiği, hak düşürücü sürenin kesilmesi ya da durması gibi bir durum söz konusu olmadığı, davacının dava dışı şahıstan alacağı temlik almasının tasarrufun iptali davasında öngörülen süreye bir etkisi bulunmayacağı, sürenin iptali talep edilen tasarruf tarihinden itibaren başlayacağı, dava tarihi itibari ile iptali istenilen tasarruflar için 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu belirtilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/261 ESAS VE 2023/223 KARAR DAVA KONUSU : TBK 19 maddesi uyarınca açılmış tasarrufun iptali KARAR : Samsun 4....
Maddesinde ilk işlemden kaldırma sonrasında alınması gerekli olan harçların yazıldığı ve davacı vekiline de 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde harçların yatırılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği ve ihtarın tebliğ suretiyle yapılmasına rağmen ilgili ara kararda belirtilen harçların da davacı tarafça süresinde yatırılmadığı anlaşıldığından her iki sebeple davanın açılmamış sayılmasına" karar verildiğini, davanın basit yargılama usulüne tabi olması ve ilgili kanun maddesi gereğince en fazla bir kez takipsiz bırakılabileceğine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, hem İİK 277 göre tasarrufun iptali hem de TBK madde 19 a göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talebiyle terditli olarak açıldığını, davacı- alacaklıya İİK. m. 277 vd. göre tanınmış olan ‘tasarrufun iptali davası’ açma hakkı, alacaklının genel hükümlere (TBK m.19) göre ‘muvazaa nedenine dayalı’ tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğinden müvekkilinin de bu...