haciz kararı verilmesini ve taşınmaz ile ilgili olarak yapılan tasarrufun iptali ile dava konusu taşınmaz yönünden İstanbul 36....
Maddesinde bulunan ihtiyati haciz kararının kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin ara kararın iptali ile ihtiyati haciz kararının devamına ilişkin ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararının iptalini talep etmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı - Terditli BK 19.) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Talep; İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddi kararına yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır. İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca “hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçeklemesi gerekir. Somut olayda, alacağa esas ilam borçlunun 14.03.2011 tarihinde sebep olduğu trafik kazasından doğan tazminata ilişkin olduğundan borcun doğumunun 14.03.2011 tarihi olduğunun kabulü gerekirken aksi değerlendirme ile borçluya bu olay nedeni ile verilen ceza tarihinin esas alınması hatalıdır. Öte yandan, diğer davalı N.'e yapılan tasarrufun sadece borçlunun hissesi dikkate alınarak ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak sonucuna karar verilmesi gerekirken diğer hissedarların devri dikkate alınarak talebin reddi de isabetsizdir. Bu nedenlerle, mahkemece dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz kararı verilmemesi isabetli değildir....
İİK'nun 281/2. maddesi gereğince "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Mahkeme kayıtlara dikkat etmeden tasarrufa konu taşınmaz 3.kişinin elinden çıktığı halde mülkiyet hakkına dikkat etmeyerek bahse konu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz koyması yerinde değildir. Bu karar yok hükmündedir. Bu durumda İİK 281/2 madde gereğince teminat karşılığında davalı 3.kişinin menkul gayrimenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı koymak gerekmektedir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı T3 yönünden tüm mal varlığı üzerine konulması talepli ihtiyati haciz talebinin reddine, dava konusu taşınmazlar yönünden ise taşınmazların davalılar adına kayıtlı olmaması nedeni ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, taşınmazın mülkiyetinin çekişme konusu olmadığı, şartları varsa İİK uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebileceği, ihtiyati tedbir isteminin davanın niteliğine uygun düşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş ve bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde tasarrufun iptaline karar verilmesi ve dava konusu taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir uygulanması talep edilmiştir. Tasarrufun iptali davasında taşınmazın aynı ile ilgili bir çekişme bulunmadığı ve iptal davası sabit olduğu takdirde, davacıya tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisinin verileceği ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışının istenebileceği (İİK.md.283/1) açıktır....
Tasarrufun iptali davalarında ileri sürülen ihtiyati haciz talepleriyle ilgili olarak aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilemeyeceği gibi, tüm dava koşullarının ihtiyati haciz talebi için de aranması dava ile elde edilebilecek sonuçların alınmasına engel teşkil edebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat şart olmayıp yaklaşık ispat yeterlidir. Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere; İİK’nın 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” gerekir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir....
Tasarrufun iptali davalarında ileri sürülen ihtiyati haciz talepleriyle ilgili olarak aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilemeyeceği gibi, tüm dava koşullarının ihtiyati haciz talebi için de aranması dava ile elde edilebilecek sonuçların alınmasına engel teşkil edebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat şart olmayıp yaklaşık ispat yeterlidir. Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere; İİK’nın 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” gerekir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/309 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava TBK m.19 ve İİK 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, Kadirtepe Mevki., Hadımköy Mah., 260 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz tapu kayıtları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmesi üzerine mahkemece 06/09/2022 tarihli tensibin 19 numaralı ara kararı ile talebin teminat mukabilinde kabulüne karar verilmiştir....