"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) 49.Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ :25/12/2013 NUMARASI :2013/114-2013/318 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan M.Tıbbi Cihazlar San ve Tic. AŞ'den taşınmaz satın aldığını, davalı S.. O.. tarafından bu satış ile ilgili olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiğini, ancak bu davanın dayanağı takipteki 350.000,00 TL bedelli bononun ve bunağlı icra takibinin muvazaa nedeni ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı S. vekili, tasarrufun iptali davasında da ileri sürdüğünü ancak kabul edilmediğini davanın kesin hüküm nedeni ile reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı M., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
e devrettiği tespit edilerek açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiğini, tasarrufun iptali sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile davayı kazanan alacaklı sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce tatmin edilmesi gerektiğini, tasarrufun iptali kararı ile satışa konu mallar sanki borçluya aitmiş gibi kabul edileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacının İzmir 1....
Mahkemece, tüm dosya kapsamından borçlunun borcun doğumundan sonra gerçek değeri altında fahiş farkla diğer borçlunun kayınbiraderi olan üçüncü kişiye satış yapıldığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı borçlu vekili ve kararda satış yetkisi verilmesi gerektiği iddiası ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun öngörülmesine, göre davalı borçlu vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken miktar ve takip...
Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda davalılardan ... vekili takibe konu olan senetlerin tasarruf tarihinden sonra tanzim edildiğini öne sürmüş, dosya içeriğinden de davacı alacaklının ... icra müdürlüğünün 2008/1048 sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği, takibin dayanağının 21.03.2008 tanzim tarihli bono olup davaya konu edilen taşınmazın ise borçlu tarafından davalılardan ...’a 17.01.2008 tarihinde satıldığı, Duran tarafından da 09.05.2008 tarihinde diğer davalı ...’a satılmış olduğu, böylece tasarruf tarihinin borcun doğum tarihinden önce olduğu anlaşılmıştır....
Bu durumda her iki davanın da konusu kalmadığından "istihkak davası ile karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ve dava açılmasına neden olan tarafın yargılama giderleriyle sorumlu tutulması gerekmektedir. 2.Kabule göre Ise, karşılık dava olarak icra mahkemesinde açılan tasarrufun iptali davalarında, bağımsız olanak açılan iptal davalarında farklı olarak aciz belgesi aranmadığı halde bu belgenin bulunmadığı gerekçesi ile tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi de isabetsizdir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgu dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı karşılık davacı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı karşılık davacı alacaklıya geri verilmesine 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TBK 19. maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ...3. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı şahıs, davalı diğer bir şahıs olan ...'dan maliki olduğu, kooperatiften edindiği taşınmazını "bağımsız bölümünü" davacıya sattığı, daha sonra davalı kooperatif tarafından davaya konu bağımsız bölümle ilgili tasarrufun iptali davası açılmıştır....
Mahkemece, davalı borçlunun borcun doğmundan sonra dava konusu taşınmazı alacaklıları ızrar kastı ile davalı bacanağı sattığı, daha sonra da diğer davalı 'a devrettiğinden, borçlu ve arasındaki tasarrufun iptali ile devir tarihindeki taşınmaz bedeli 100.000,00 TL nin davalı 'dan tahsiline karar vermiş, hüküm davalı ve vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacak miktarı ile sınırlı olarak cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Dava konusu taşınmazın borcun doğmundan sonra borçlunun bacanağı olan .....'...
K A R A R Uyuşmazlık 3.kişinin İİK’nun 96. ve devamı maddelerine dayalı istihkak davası ile alacaklının karşı dava olarak açtığı İİK’nun 97/17.maddesine dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu ....., ile 3. kişi ......,’ın arkadaş olmalarına ve davaya konu taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile mahkemece belirlenen gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmasına bu nedenlerle davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddine ancak İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında tasarrufun davacı alacaklının icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği halde mahkemece bu hususun gözardı edilerek sadece tasarrufun iptaline karar verilmiş olması doğru değil bozma nedeni isede bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hüküm fıkrasındaki ‘tasarrufun iptaline’ tümcesinden sonra gelmek...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK'ya eklenen EK-Madde 1'de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2018 yılı için 47.530,00 TL'dir. Davacı 57.472,07 TL alacağının davalıdan tahsilini sağlamak üzere dava konusu tasarrufun iptalini talep etmiştir. Dava konusu taşınmazın değeri ise 4.010,99 TL’dir. Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak miktarı ile tasarrufun iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, karar tarihi itibari ile hüküm kesin niteliktedir....