WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince; davalı borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili söz konusu devire ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2023 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 31/07/2023 tarih ve 1658 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1- 24 Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Foça Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/03/2023 tarih ve 2022/125 Esas. 2023/94 Karar sayılı dosyasından verilen kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. - 24....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/309 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava TBK m.19 ve İİK 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, Kadirtepe Mevki., Hadımköy Mah., 260 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz tapu kayıtları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmesi üzerine mahkemece 06/09/2022 tarihli tensibin 19 numaralı ara kararı ile talebin teminat mukabilinde kabulüne karar verilmiştir....

Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için aranılan ön koşullardan biri de borçlu hakkında icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır. Borçluya karşı yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması ve takibini varlığının tasarrufun iptali davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Diğer bir deyişle davacının gerçekten bir alacağının mevcut olması ve bu alacağın tasarrufun iptali davası sonunda davacı lehine verilen karar kesinleşinceye kadar varlığını devam ettirmesi, tasarrufun iptali davasının şartlarındardır....

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; bağışların 11/12/2014 tarihinde gerçekleştiğini, borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğmuş olduğunu, İİK'nun 284 maddesi uyarınca iptal davası hakkının batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşeceğini, bağış tarihinden davanın açılış tarihine (21/08/2020) kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın usulden reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taşınmazların T4 tarafından 11/12/2014 tarihinde diğer davalı T3 bağışlandığı, eldeki davanın 21/08/2020 tarihinde açıldığı, iptali istenen tasarrufların bağış tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

Avlulu iki katlı kargir taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından, İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptalini, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptalini ve müvekkiline dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini, İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Uşak 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/648 Esas 22/10/2020 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilince bu ara karar istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Dava, İİK 277 madde ve devamına göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

Hukuk Dairesinin 26/09/2019 tarihli ilamı ile; "ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır. Açıklanan şekli ile görevin, genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli bulunmamaktadır(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/2/2016 tarih ve 2014/17- 2389 E., 2016/129 K. sayılı kararı, Yargıtay 17....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 NUMARASI : 2021/322 ESAS DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Salim'in senet borcunu ödemediğini, icra takibi yapıldığını, borçlunun borcu karşılayacak malvarlığı bulunmadığını, takip başladıktan sonra tek ortağı olduğu şirketini eşinin akrabası ve kendisinin işçisi olan davalı Özlem'e devrettiğini, ayrıca daha öncesinde taşınmaz ve araçlarını eşi olan davalı Yasemin'e devrettiğini, ayrıca kızı davalı Yağmur ve oğlu davalı Burak adına araç ve taşınmazlar satın aldığını, bir başka şirket hissesini de eşi davalı Yasemin'in üzerine geçirdiğini, borçlunun tüm bunları alacaklıdan mal kaçırmak için yaptığını belirterek tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmaz kayıtları üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK)19.maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık "ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine ilişkin ara kararın" yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Eldeki dava, TBK'nin 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup iddianın sabit olması halinde, davacının tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal dahi olsa, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK m. 283/1 )....

    Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Yerel mahkemece davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilip karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olduğu yazılmış ise de doğru hukuki nitelendirme hakime aittir. Dava dilekçesi içeriğinden ve olayların anlatımından TBK 19. maddeye istinaden tasarrufun iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Tasarrufun iptalinin her iki kanuni düzenleme uyarınca (birlikte terditli olarak veya müstakilen) istenmesi de mümkündür. Dolayısıyla davanın İİK 277 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilip karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç olarak; davanın esasına girilerek deliller toplanmalı, bekletici sorun yapılan dava dosyalarından çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    Hal böyle olunca doğru sonuca varılması için, mahkemece, davacı vekiline kesin ve ya geçici aciz belgesini sunması için süre verilmesi, verilen süre içerisinde sunulduğu takdirde aciz belgesinin tarihi de dikkate alınarak İİK. 277. vd. maddeleri uyarınca inceleme yapılması, sunulmadığı takdirde davacı tarafından TBK 19. maddesi uyarınca da tasarrufun iptali talep edildiğinden bu madde kapsamında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için gerekli olan aciz vesikası şartı yönünden inceleme yapılmadan esasa ilişkin bir karar karar verilmesi ve usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

    UYAP Entegrasyonu