"İçtihat Metni" - Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Davacı dava dilekçesinde muvazaalı olarak düzenlenen bonoların (tasarrufun) iptalini talep etmişse de 28.9.2006 günlü oturumda davanın (talebinin) tasarrufun iptali davası olmadığını, B.K'nun 18.maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak bonoların iptali istemine ilişkin olduğunu ... sürmesi karşısında 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14.maddesi uyarınca temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.9.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve 278. m. dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, ... Başkanlar Kurulunun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, ... Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi ... (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/3907 KARAR NO : 2022/227 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSTANBUL 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2019 NUMARASI : 2017/246 (E) 2019/115 (K) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/323 Esas 2013/277 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınmış olan alacağının tahsili için davalı borçlu T7 aleyhine İstanbul Anadolu 21....
Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve kanun metninde öngörülen şartların dava konusu açısından gerçekleştiğini, öncelikle taraflar arasında yapılan tasarrufun iptaline, bu iddiaların kabul olmaması durumunda ise terditli olarak satış işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile muvazaalı işlemin iptaline, davanın kabulüne tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. GEREKÇE: Dava İİK m. 277 ve devamı gereğince açılan Tasarrufun İptali davasıdır....
Somut olayda; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında da belirtildiği üzere asıl dava 22/11/2019 tarihli ibranamenin aldatma sebebiyle iptali ve davalı T1 adına kayıtlı Altuntabak mahallesi 407 ada 471 parselde bulunan 1. zemin kat 20 nolu bağımsız bölümde davalılar arasındaki tasarrufun (satış/devir işleminin) TBK m.19 muvazaa nedeniyle iptali ile Sivas İcra Dairesinin 2020/10886 esas sayılı dosyasında taşınmaz hakkında cebri satış yetkisi verilmesine ilişkin, birleşen dava ise 22/11/2019 tarihli ibraname nedeniyle davacı Tokgözler İnşaat Şirketinin Sivas İcra Dairesinin 2020/10886 esas sayılı dosyasında 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla iş bu dosyayı inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 02.06.2021 tarih ve 431 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi işbölümünün 1....
Yerel mahkemece de iddia bu şekilde değerlendirilerek taraflar arasındaki işlemin, İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali davası kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacıya cebr-i icra yetkisi tanınmasına yönelik karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki dava İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olay niteliği itibariyle TBK.nın 19.maddesinde düzenlenmesi bulunan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali niteliğinde değildir. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Somut olayda, 3. Hukuk Dairesinin görevine giren bu talep nedeniyle yerel mahkemece istinaf incelemesi için dosya 3. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. 3. Hukuk Dairesi tarafından görevsizlik kararı verilerek dosyanın dairemize gönderilmesi isabetsizdir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2430 KARAR NO : 2021/2348 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2020/163 E- 2021/214 L DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 3....
Şu halde; davacı vekilinin dava dilekçesinin içeriğinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanması ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davanın TBK'nın 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek davacının eşinden kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı ve tasarrufun iptali davası koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
-Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1) ... 2) ... Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalılardan ... aleyhine icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek, davalı borçlunun diğer davalı eşi adına taşınmaz almasına ilişkin tasarrufun iptali ile borçlu davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
A.Ş'nin ticari amaçla kullandıkları kredi borcundan kaynaklandığını, vekil edeninin müteselsil kefil olduğu kredi teminat sözleşmesinin ise 23/12/2013 tarihinde akdedildiğini ve iptali istenen tasarrufun ise 21/01/2013 tarihli olduğunu, dolayısıyla iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleştiğini, ayrıca mal kaçırma kastıyla yapılmış bir tasarrufun söz konusu olmadığını, tasarrufun alacağın muaccel olduğu tarihten önce yapıldığını, taşınmazların 18' inin birden devrinde hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmadığını, zira bu taşınmazların bir bütünlük arz ettiğini ve satış bedellerinin ödendiğini, ödeme dekontlarının mevcut bulunduğunu, taşınmaz hisse satışının gerçek bir satış niteliğinde olduğunu, kaldı ki davacının aciz vesikası da sunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....