Dava, TBK 19 maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali ile, İİK 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/04/2021 tarih ve 2018/604 Esas 2021/120 Karar sayılı sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....
Noterliğinin 05.12.2012 tarih ve 239434 yevmiye no.lu sözleşmesi ile Girişim Varlık Yönetim A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, müvekkili şirketin alacağının tahsili imkanı bulunmadığını, davalının taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işleminin muvazaalı olup İİK. 277. ve devamı maddeleri ve TBK. 19. maddesi uyarınca da iptali gerektiğini belirterek, tasarrufun iptaline, dava konusu taşınmaz üzerinde İstanbul Anadolu 5.İcra Müdürlüğünün 2010/6464 esas sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, İİK 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 22/06/2015 NUMARASI : 2015/730-2015/514 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar M.. D.. ve Ş.. D.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlular hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazları diğer davalı Sezai ve Arda'ya devrettiklerinden, bu devirlere ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, ticari dava niteliğinde olmayıp genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik karar verilmiş hüküm davalı Mehmet ve Şengül vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davalı Muzaffer'in dava konusu taşınmazları edinme tarihinde borçlu ile kızının evli olduğunu ve boşanmanın kesinleşmediğinden aralarındaki tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğundan iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı Muzaffer vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve taşınmazlardan ... Ada 34 parsel sayılı taşınmaz aynı zamanda borçlunun işyeri niteliğinde olup İİK'nun 280.maddesi gerğince de tasarrufun iptali gerekmesine göre davalı Muzaffer vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 796,69 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı M.. Ç..'dan alınmasına 20/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, toplanan delillere göre uyuşmazlığın B.K’nın 18. maddesinde sözü edilen muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu bu nedenle de taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dilerse BK. 18. dilerse İİY. 277. maddelerine göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası açabilir. Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe, savunmaya ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre davacının amacı, borçlu tarafından yapılan ve satış suretiyle tezahür eden tasarrufun iptal edilerek icra marifetiyle alacağını tahsil etmektir. Hal böyle olunca davanın tasarrufun iptali davası olduğunun kabulü zorunludur. Tasarrufun iptali davaları şahsi hakka dayalı davalar olduğundan yetkili mahkemenin HUMK’nun 9. maddesine nazaran davalıların ikametgahı mahkemesi olduğunda duraksamamak gerekir. Satış konusu taşınmaz olsa bile sonuca etkili değildir....
tasarrufun iptali davası açtığı, bu davanın açılması ve yargılamanın devamı istihkak davasının varlığına bağlı olduğu, somut olayda hatalı olmakla birlikte temyiz edilmeyerek inceleme dışı bırakılarak, istihkak davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yerolmadığına karar verildiğine ve bu durum kesinleştiğine göre artık karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının da konusu kalmayacağından bu dava hakkında da konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmesinin gerekeceği, öte yandan davacının tasarrufun iptali istemi bağımsız olarak açılacak tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturacak ve görevli mahkemenin ise dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı, Mahkemece, davalı karşılık davacı alacaklıdan tasarrufun iptali davası yönünden karşılık dava olarak devam etmek istemesi halinde davanın konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yerolmadığına, bağımsız olarak tasarrufun iptali davası olarak davaya devam etmek istemesi...
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; bağışların 11/12/2014 tarihinde gerçekleştiğini, borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğmuş olduğunu, İİK'nun 284 maddesi uyarınca iptal davası hakkının batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşeceğini, bağış tarihinden davanın açılış tarihine (21/08/2020) kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın usulden reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taşınmazların T4 tarafından 11/12/2014 tarihinde diğer davalı T3 bağışlandığı, eldeki davanın 21/08/2020 tarihinde açıldığı, iptali istenen tasarrufların bağış tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/2424 KARAR NO : 2023/1846 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SALİHLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/85 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK M. 19'dan Kaynaklanan) KARAR : Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14/04/2023 tarih, 2023/85 Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. İle davalı borçlu T6 arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmemesi üzerine Salihli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/758 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, dava dışı bankanın borçludan olan alacağını, davacı T1 A.Ş.'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/445 esas 2003/776 karar sayılı ilamı ile açılan tasarrufun iptali davasının kabulü ile Meyer Turizm... A.Ş nin sermayesinin 3.000.000 TL den 5.000.000 Tl ye çıkarılmak sureti ile davalılardan T3 in başlangıçta şirkette 250 olan hissesinin kızları T2 T3 lehine arttırılıp kendisinin 10 hisseye düşürülerek bu 10 hisseninde davalı Bedrin Bedriye Gökdeniz e devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verildiği, karar sonrası ilgili hisselerin satıldığı görülmüştür. İcra dosyasına bu tasarrufun iptali kararı sonrasında yapılan satışla yapılan fazla tahsilatın İİK nun 361. Maddesi gereğince geri tahsili talep edilmektedir. 2004 Sayılı İİK nun 277.ve devamı maddelerinde tasarrufun iptali kurumu düzenlenmiştir. Genel mahkemece tasarrufun iptaline karar verilmesi ile müddeabihin mülkiyeti borçluya dönmez. İcra dosyasındaki alacaklıya söz konusu müddeabihin satılıp bedelinden alacaklının alacağına kavuşması imkanı tanınmıştır....
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir....