maddeye göre mevcut davalılar yönünden davasını tazminata dönüştürmesi nedeniyle tasarrufun iptaline hükmedilememiş olduğu, TBK 19. maddesine göre açılan davanın bedele dönmeyeceği, davalılar ... ... ve ... açısından davadan sonraki devir nedeniyle davanın konusuz kaldığının kabul edildiği, davalı ...'...
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,davanın terditli açıldığı, davada muvazaa sebebi ile tapu iptali tescil talebinde bulunulmuş ise de BK'nun 18.maddesi gereğince taraflar arasında işlemin satışa dayalı olup ortada tapuda muvazaalı şekilde düzenlenmiş bir akit tablosu bulunmadığı gerekçesiyle davacının terditli isteklerinden muvazaa sebebi ile tapu iptaline yönelik talebinin reddine,davacı kademeli istekte bulunduğundan dava tasarrufun iptali niteliğinden sayılarak bedelini borçlunun ödeyeceği taşınmazı tapuda oğlu adına tescil ettirmesi mal kaçırma fiilini oluşturduğu, bu işlemin icra takibine konu borcun doğumundan sonra gerçekleştiği, İİK 278/1.maddesindeki şartlar gözetilerek İİK 283.madde gereğince tasarrufun alacak tutarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle diğer terditli isteği tasarrufun iptali talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı ... adına olan 1/2 pay bakımından takip konusu asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak borçlunun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2020/496 E., 2022/848 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, TBK madde 19 gereğince muvazaa iddiasına dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19.maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....
aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, alacaklı tarafından borçlu ... ve şikayetçi ... aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.03.2013 tarih ve 2011/136 E.-2013/102 K. sayılı ilamı ile kabul edilerek alacaklı aleyhine 3.531,85 TL karar ve ilam harcına, 1.032,95 TL yargılama giderine ve 31.531,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, alacaklının belirtilen bu ilamdan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla talebi üzerine, icra müdürlüğünce şikayetçi ...'a örnek 4-5 icra emri gönderildiği ve icra emrinin şikayetçiye 15.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin, tasarrufun iptali ilamının taşınmazın aynına ilişkin olduğunu ve kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğini ileri sürerek icra emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tasarrufun iptali ilamının kesinleşmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....
Buna göre tasarrufun iptali davası, karşı dava olarak kural olarak ... günlük cevap süresi içinde ya da en geç ilk oturuma kadar açılabilir. Somut olayda, tasarrufun iptali davası karşı dava olarak yasal süresi içinde açılmakla birlikte; istihkak davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesinden sonra asıl davadan ayrılmış, ancak yargılamasına ... Hukuk Mahkemesi tarafından devam edilmiştir. İstihkak davasının hiç açılmamış sayıldığı bu durumda, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının ayrılmasına yönelik verilen karar yerinde olmakla birlikte; . ayırma işleminden sonra tasarrufun iptali davasının asıl davadan bağımsız bir hal aldığı, bu nedenle de İİK’nin 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülerek sonuçlandırılabilmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur. ....Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir....
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; TBK'nin 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığından, tarafların ileri sürdükleri kanıtlar toplanıp değerlendirilerek, uyuşmazlığın esası hakkında nihai karar verilmesi gerekirken, eldeki davanın hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek tasarrufun iptali davasının ön koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu taşınmazın davalı asıl borçlu tarafından kızı olduğu anlaşılan davalı Memnune Kılıç'a borcun ve takibin başlatıldığı tarihten sonra satıldığı ve davalıların alacaklıya zarar vermek amacıyla hareket ettiklerinin kabulüyle tasarrufun iptaline karar verilmiş ise de; istinaf incelemesi sırasında Malatya İcra Dairesinin 10/05/2022 tarihli cevabı yazısına göre tasarrufun iptaline esas borcun ödenmesi nedeniyle dava konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak, her ne kadar dava konusuz kalmış ise de ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde borcun doğum tarihi, davalıların arasındaki akrabalık bağı ve tüm dosya kapsamına göre davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiği gözetilerek HMK. 331....
Yargılama sonunda tasarrufun iptali davasının kabulüne, ön alım davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 01.12.2011 tarih 2011/846 Esas 2011/11487 Karar sayılı ilamı ile davaların tefrik edilmesi gerektiğinden bahisle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur. Bozmadan sonra tasarrufun iptali talebinin kabulü ile Mahkemenin 2013/46 Esas sayılı ön alım davasıda davalıya ödenmesine karar verilen tutardan öncelikle davacıya ödenmesine arta kalanın davalı ...'a iadesine karar verilmiş; hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, hukuken geçerli olan satışlar için istenilebilir. Muvazaalı satışlar tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturmazlar. Kural olarak iptal edilen tasarruflar, muvaazalı akitlerden farklı olarak hukuken geçerlidir....
Dava İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK. m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafça İİK.’nun 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi dosyaya sunulmuş değildir....