Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Dava, TBK'nun 19. maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16/06/2021 tarih ve 2020/290 Esas, 2021/191 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....
önceden tanışık da olduklarını belirterek tasarrufun TBK 19 ve İİK 277 maddeleri uyarınca iptaline ve cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Bu madde sadece davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin kıyasen uygulanması olup üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına da gelmemelidir. Bu nedenlerle mahkemenin davayı BK'nun 19. maddesindeki muvazaalı işlemin iptali olarak nitelemesi gerekirken, yazılı şekilde nitelemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2-Kabule göre ise;İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre davanın en geç tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılması gerekir....
ileri sürerek, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince davalı-borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili söz konusu devre ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, ilk talebin TBK.nun 19 maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK'nun 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/05/2021tarih ve 2020/163 Esas 2021/214 Karar kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
Dosyanın tetkikinde; davacı tarafça söz konusu tasarruf işleminin hem İİK 277 ve devamı hem de TBK 19 maddeleri gereğince iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Farklı yargılama usulüne tabi davalarda, dava dosyasının takipsiz bırakılması halinde izlenilecek usul ve yenileme imkanı farklı olduğundan, işlemden kaldırılmaları halinde birlikte görülmesi ise caiz değildir. (Benzer şekilde 4. HD. 2021/19.277 Esas, 2022/10.757 Karar) Hal böyle olunca davacının TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali istemi yönünden tefrik kararı verilerek yazılı yargılama usulüne göre değerlendirme yapılması gerekirken davacının her iki talebi yönünden de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerinde bulunmamıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2118 KARAR NO : 2022/1261 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAİSALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/32 ESAS, DAVA KONUSU : Genel Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; takip dosyasının Adana 10....
Mahkemece ileri sürülüşe göre davanın İİK. 277. ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olarak tavsif edilmiş ise de davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı bu halde mahkemenin hukuki tavsif yapamayacağı gözönüne alınarak ve hak düşürücü süre eldeki davaya uygulanmayacağı, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek İstanbul İli, Alibeyköy Mh., 176 Ada, 40 parsel, 10 nolu bağımsız bölüm, ...Cd. Mevkii, 89 Ada, 32 ve 33 parsel sayılı 3 (üç) adet taşınmaz yönünden işin esasına girilip toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir....
Davacı taraf ne dava dilekçesinde nede yargılama sırasında İİK.nın 277 ve devamı maddelerine dayanmadığı gibi ön incelemeden sonraki ilk duruşmada davasının BK.18. Maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali isteğine ilişkin olduğunu açıklamıştır. Böylece tüm dosya içeriğinden davacının davasını özellikle BK.nun 18.maddesine dayalı olarak açtığı ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18. maddesindeki genel muvazaaya dayalı iptal istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekirken yazılı olduğu üzere yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....