Taraflar arasında taşınmazların tapusunu verebilecek bir güven ilişkisinin olmasına göre borçlu ve ... ...’ın birbirlerini tanıdıkları ve ... ...’ın içinde bulunduğu mali durumu bilebilecek kişilerden olduğu sabit olup bu davalı yönünden davanın kabulü ile İİK’nın 283. maddesine göre davanın bedele dönüşüp dönüşmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 3.Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya BK'nun 19. maddesine göre dava yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Bu tür işlemlerin İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptali istenilerek davacı alacaklınının alacağına kavuşması sağlanır. İşlemin nam-ı müstear olarak gerçekleştiğini ispat külfeti davacıya aittir....
Dava İİK'nun 277 maddesine dayalı olarak açılan nam-ı müstear neliğindeki işlemin iptali istemine ilişkindir. Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya BK'nun 19.maddesine göre açılan davalar yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Bu tür işlemlerin İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptali istenilerek davacı alacaklının alacağına kavuşması sağlanır. İşlemin nam-ı müstear olarak gerçekleştiğini ispat külfeti davacıya aittir. Somut olayda, davacının alacağının dayanağı 18.03.2009 tarihinden başlayan kredi sözleşmesine dayanmaktadır. Dava konusu taşınmazlar 29.08.2014 tarihinde, davalı üçüncü kişi ... tarafından ihalede satın almış daha sonra dava dışı şirketlere satmıştır....
Hukuk Dairesi'nin 2022/819 esas 2022/1046 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Nam’ı müstear davasında borçlu ile nam’ı müstear arasında temsil ilişkisi olup, bu ilişki üçüncü kişilerden saklanmaktadır. Yani nam’ı müstear kendi adına borçlu namına hareket etmektedir. Yani görünürde hukuki ilişkiyi kendi adına yapmakta, üçüncü kişilere bu şekilde görüntü vermekte, iç ilişkide ise; borçlu namıma hareket etmekte, yani hukuki ilişki ile elde ettiği menfaati namına hareket ettiği borçluya devretme mükellefiyeti altına girmektedir. Bu ilişki alacaklılardan mal kaçırmak için uygulanmaktadır. Borçlu ile üçüncü kişi arasında hukuki ilişki bulunmadığı için tasarrufun iptali davası açılamamakta, muavaza nedeni ile iptal davası açılmaktadır. Borçlanma parası ile mal edinilmesinde borcunun dolaylı devri olarak değerlendirildiğinden, tasarrufun iptali davasına konu olmaktadır....
Hukuk Dairesi'nin 2022/819 esas 2022/1046 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Nam’ı müstear davasında borçlu ile nam’ı müstear arasında temsil ilişkisi olup, bu ilişki üçüncü kişilerden saklanmaktadır. Yani nam’ı müstear kendi adına borçlu namına hareket etmektedir. Yani görünürde hukuki ilişkiyi kendi adına yapmakta, üçüncü kişilere bu şekilde görüntü vermekte, iç ilişkide ise; borçlu namıma hareket etmekte, yani hukuki ilişki ile elde ettiği menfaati namına hareket ettiği borçluya devretme mükellefiyeti altına girmektedir. Bu ilişki alacaklılardan mal kaçırmak için uygulanmaktadır. Borçlu ile üçüncü kişi arasında hukuki ilişki bulunmadığı için tasarrufun iptali davası açılamamakta, muavaza nedeni ile iptal davası açılmaktadır. Borçlanma parası ile mal edinilmesinde borcunun dolaylı devri olarak değerlendirildiğinden, tasarrufun iptali davasına konu olmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil (Aile konutu nedeniyle) KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık; TMK.nun 194. maddesinde açıklanan aile konutu iddiasına dayalı muvazaalı tasarrufun iptali ile aile konutu şerhi verilmesine ilişkin bulunduğuna ve mal rejiminin tasfiyesi istenilmediğine göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nin hiçbir şekilde ... ile mal varlığı finansmanı veya karşılıklı devir ilişkisi içinde bulunmadığını, diğer yandan İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının koşullarının oluşmadığını, zira davacının davasını ikame ederken elinde kesinleşmiş bir alacak, doğmuş bir borç ve aciz vesikası mevcut olmadığını, diğer yandan tasarrufun iptali davası ile ilgili olarak hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan ederek, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; taşınmazların hiçbirinin ... ile ilgisi olmadığı, ... tarafından da diğer davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 24/12/2014gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 24/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, açılan dava inaçlı işlem (nam-ı müstear) hukuki sebebine dayalıdır. Uygulamada borçlunun, gerçekte kendi adına satın almak üzere bedelini ödediği bir taşınmazı (veya bir aracı) alacaklılarından kaçırmak amacı ile yakını (eşi, oğlu vs) adına tescil ettirmiş olması halinde, tasarrufun (hukuki işlem) dışarıdan üçüncü kişiler arasında yapılmış görünmesine rağmen, gerçekte bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış fakat karşılığı borçlunun arkasına gizlendiği kişinin mal varlığına girmiştir. Namı müstear (inançlı işlem) ile gizlenmiş muvazaalı işlemler hakkında iptal davaları açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kararlılık kazanmıştır....
ev hanımı olması nedeniyle söz konusu taşınır ve taşınmazları satın alma bakımından yeterli ekonomik güce sahip olmadığını, esasen bu malları satın alanın davalı borçlu olduğunu ve fakat nam-ı müstear şekilde alacaklıyı ızrar kastıyla eşi adına kaydedilmesini sağladığını ileri sürerek davalılar arasında nam-ı müstear şekilde yapılan tasarruf işleminin iptali ile birlikte vekil edenine Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2020/73513 sayılı takip dosyasındaki alacağını, davalı Aslıhan Saral adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallardan tahsil edebilmesi için cebriye satış yetkisi verilmesini talep etmiş, dava dilekçesinde ayrıca iptal isteğine konu taşınır ve taşınmaz mallar üzerine teminatsız bir biçimde ihtiyati haciz konulmasını istemiştir....