277 vd. maddeleri ile TBK 19. madde gereğince müvekkili banka bakımından iptali ile, Gaziantep 13....
Aynı davada öncelikle tasarrufun iptali, olmadığı taktirde nakden tazminat talep edilmesi ve hem taşınmaz üzerine hem de tasarrufun iptali talebinin reddi ihtimaline binaen üçüncü kişi yönünden istenen nakden tazminat miktarı kadar ihtiyati haciz isteminde bulunulabilir. Şartları mevcutsa mahkemece bu talep hakkında karar verilmelidir. Ayrıca, bilindiği üzere İİK'nın 282.maddesi uyarınca tasarrufun iptali davaları borçlu ve onunla hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Yine kötü niyet sahibi 3.kişiler aleyhine de iptal davası açılabilir. Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi, işin esasının irdelenilebilmesi için borçlu hakkında girişilen ve kesinleşen bir icra takibinin olması, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması, alacağın muvazaadan ari gerçek bir alacak olması, borçlunun aciz halinde bulunması gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06.08.2020 NUMARASI : 2021/280 ESAS - 2022/89 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davalı T3 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....
Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de irdelenmeli, İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği diğer bir anlatımla taşınmazı borçludan satın alan 3. kişinin taşınmazı elinden çıkarmış olmasına rağmen alacaklının tasarrufun iptalini istemiş olması ve taşınmazı 3. kişiden satın alan 4. kişiyi davaya dahil etmiş olmasında yasal bir sakınca bulunmaması yanında davaya dahil edilen 4. kişinin iyi niyetli olması halinde 3. kişi hakkındaki davanın talep olmaksızın yasa gereği bedele dönüşeceğinden açılan davanın nakden tazmin davası olarak sürdürülmesi gerekir....
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere mahkemece verilen 16/02/2023 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddi kararının usule, yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili, dava dilekçesi ile İİK'nın 283/2.maddesi gereğince tazminat talep etmiştir. Bu halde İİK’nın 283/2 maddesi gereğince iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebi üzerine İİK'nın 281/2. maddesine göre, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davanın aynı zamanda TBK 19 maddesi gereğince açılmış muvazaalı işlemin iptali davası olduğundan ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, tasarrufun iptali davalarında İİK 281/ll cümlesi gereğince ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği gibi TBK 19 madde gereğince açılmış davada Yargıtay kararları ışığında ihtiyati tedbir kararı, ihtiyati haciz hükmünde olması nedeniyle 03.11.2022 tarihli ihtiyati tedbire itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına yönelik kararın kaldırılmasını istinaf yolu ile talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2021/23 ESAS, 2022/363 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı, TBK 19) KARAR : Tokat 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/08/2022 Tarihli Ara Kararı NUMARASI : 2022/485 DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19) KARAR : İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın borçlu davalı tarafından kardeşine, ondan da diğer davalılara devredildiğini, devrin muvazaalı olduğunu, davalı borçlu ile dava dışı banka arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanan alacağın vekil eden tarafından temlik alındığını, borçlunun borcu karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, tasarrufun TBK 19.maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalıların mal kaçırma saiki ile hareket ettiklerinin aşikar olduğunu beyanla Bingöl İcra Müdürlüğü'nün 2019/5325, 5326, 5336 esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere İİK'nın 283.maddesi kıyasen uygulanarak cebri icra ve satış yetkisi verilmesine, taşınmazın ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı lehine bir takım karineler kabul edilmiş ancak bunun yanında bu dava türü 1- 2- 5 yıllık hak düşürücü sürelere tabi tutulmuş ayrıca alacaklıya aciz belgesi sunma gibi bir takım yükümlükler yüklenmiştir. TBK.nun 19. maddesine dayanan muvaza davalarında ve nam-müstear olarak nitelenen davalarda ise alacaklı bu tür yükümlülüklere bağlı olmadan ve hak düşürücü süreye tabi olmadan davasının açabilme hakkına sahiptir. Yargıtay uygulamalarında TBK 19. maddesine dayanılarak açılan muvaza davasının kabulü halinde kıyas yoluyla İİK 283 maddesinin (alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesi) uygulanacağı kabul edilmiştir....
Davalı T6 vekili 19.07.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen tasarrufun tarihinin 01.04.2015 tarihi olduğunu, davanın 23.06.2022 tarihinde açıldığını, hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddedilmesinin gerektiğini, TBK 19. maddesine göre açılan muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davasındaki sürenin uygulanmasının da mümkün olmadığını, davacının bu davadaki amacının alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğunu, davacının elinde aciz belgesinin olmaması dolayısıyla mezkur davanın dava şartı yokluğu nedeniyle de reddine karar verilmesinin gerektiğini, tarafların mal kaçırma amacıyla yapmış oldukları bir tasarruf olmadığından davacının talep sonucunun mahkemece kabul edilemeyeceğini, borçlunun borç ödeme kabiliyeti olup olmadığıyla ilgili hukuki yollar tüketilmeden, iyi niyetli 3. kişi sıfatındaki müvekkiline karşı TBK. 19. maddeye göre muvazaa iddiasında bulunulmasının kötü niyetli olduğunu,...