"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın 6183 Sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilmesi için borçlu hakkında yapılmış icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması, gerçek bir alacağın bulunmasının gerektiği, eğer dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ise bu üç koşula ilaveten borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i (İİk 143.madde) veya geçiçi aciz (İİK 105.madde) belgesinin bulunması da gerektiği, aciz belgesinin varlığının sadece İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları...
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı, borçlu ile birlikte hareket ederek muvazalı takip yaptığından tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilerek davacının alacaklı olduğu takip dosyasındaki alacak yönünden müvekkiline cebri icra yetkisi tanındığını, tasarrufun iptali ilamı aleyhine yapılan istinaf başvurusunun reddedildiğini, tasarrufun iptali ilamını davacının alacaklı olduğu dosyaya sunup cebri icra yetkisini kullanma talebinde bulunmaları nedeniyle davacıya paranın dosyaya yatırılması aksi halde dosyadaki teminat mektuplarının paraya çevrileceğinin ihtar edildiğini, yapılan işlemlerin kanuna uygun olduğu, tasarrufun iptali davasının sıra cetveline itiraz davasından önce açıldığını, ayrıca iptali istenen sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının 2....
. - K A R A R - İhtiyati haciz talep eden vekili, banka ile dava dışı asıl borçlu.............Enerji Şirketi arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine yapılan takibe itiraz edildiğini ve itirazın iptali davası açıldığını, takipten sonra asıl borçlu şirketin işlettiği fabrikayı karşı taraf olan ..... İthalat İhracat Şirketine devrettiğinin tespit edilerek tasarrufun iptali davası açıldığını, TBK’nun 202. maddesi uyarınca işletmeyi devralan karşı tarafın işletmenin borçlarından sorumlu olacağını belirterek, karşı tarafın 2.000.000 TL borca yeter mal ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....
Şti. vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde sadece borçlu tarafından yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali gerekmektedir. Somut olayda; dava konusu edilen 16M00156 ticari plakada davalı borçlu ...’ın 1/2 hissesi olup, bu miktar hisseye ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Ticari plakanın geriye kalan 1/2 hissesi dava dışı ...’a ait olup; bu kısım dava dışı ... tarafından davalı 3.kişi ... Servis Ltd.Şti.’ne devredilmiştir. Mahkemece ticari plakanın tamamının devrine ilişkin işlemin iptaline karar verilerek, borçluya ait olmayan dolayısı ile dava konusu olmayan ticari plaka hissesinin de iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Tasarrufun iptali davasında alacağın varlığı diğer söyleyişle tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması dava şartlarından olduğundan söz konusu hususun mahkemece çözümlenmesi gerekmektedir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1.Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır. Alacaklı tarafından açılan böyle bir dava ile cebri icra yolunun tamamlanması amaçlanır. Açılan dava kanıtlandığı takdirde tasarruf tamamen iptal edilmez. Sadece dava konusu mal borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış addedilerek, alacaklı bu malı haczettirerek sattırıp, satış bedelinden alacağını elde etme olanağını bulur. Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur....
Anılan hükümde menfi tespit davaları sayılmamıştır. Yorum yolu ile de, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu sonucuna varılamaz. Kural olarak, [alacak ve tazminat] talep hakkının yerine getirilmesini sağlamak amacıyla bir dava açıldığı zaman, bu bir edim (eda, ifa) davası (Leistungsklage) olacaktır. Şu var ki, bütün dâvalar, edim dâvası gibi, karşı tarafın bir şey yapmaya ("verme"yi de içine alacak biçimde geniş anlamda kullanılıyor) veya yapmamaya mahkûmiyetini sağlamak amacıyla açılmaz. Bir tespit dâvasında veya yenilik doğurucu dâvada da dâvacının Usul Hukuku anlamında bir talebi vardır (örneğin bir sözleşmenin kesin hükümsüz olduğunun mahkemece tespit edilmesi veya bir ölüme bağlı tasarrufun iptali isteniyor). Fakat bu dâvalar (edim davasından farklı olarak) Maddi Hukuk (Medeni Hukuk) anlamında bir talep hakkına dayanmazlar. Ortada sadece usule ilişkin bir talep vardır....
Kişilerde hak ve alacağa rastlanılmadığını,tasarrufun iptali davasının açılmasının üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçmesi ve davacı ... vekili tarafından tasarrufun iptali davasına da süresinde cevap verilmesine rağmen ve tüm haciz işlemlerine hiçbir şekilde itiraz edilmediğinden, davacıların menfi tespit davası açmakta kötü niyetli olduklarını bildirmiştir . Davalı vekili ayrıca; .... İcra Müdürlüğü 2019/......
doğacağını, tasarrufun iptali davasının ayni bir hak niteliğinde olduğunu, davanın kabulü halinde sıra cetvelinde daha sonradan haciz konulmuş olsa dahi tasarrufun iptali davasını açan alacaklının önceliğinin bulunduğunu belirterek şikayetin kabulü ile 13/01/2020 tarihli kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı T8 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından aynı konuya dayalı olarak beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığını, bunun kötü niyetli olduğunu, her dosya için ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücreti olamayacağını, esasen tasarrufun iptali koşullarının da oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacılar tarafından davalılar hakkında beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığı, hepsinde ayrı ayrı aynı mahiyette (KVYO) karar verildiği, bunların bir kısmının istinaf incelemesi için halen dairemizde olduğu, bir kısmının ise daha önce Bursa BAM 1 HD tarafından karara bağlandığı, her dosyada farklı bir taşınmazın dava konusu edildiği yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir....