Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan dava bakımından, İİK'nın 277 ve devamı madde hükümleri ve hatta TBK'nın 19.maddesi uyarınca tasarrufun iptali şartları oluştuğu halde, hatalı bir takım değerlendirmeler sonucunda davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği halde vekil edeni banka aleyhine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının da isabetsiz olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali isteğine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19....

Mahallesi 653 ada, 174 parsel sayılı taşınmazda bulunan A Blok 20 No'lu bağımsız bölümün satışına ilişkin tasarrufun iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan taşınmaz satışının kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu, davacının bu hakkının ayni değil şahsi sonuç doğurduğu, davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca iptal ve tescil olmaksızın, dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisine karar verilmesi gerekir....

    TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2277 E. ve 2021/605 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanılmış olup bu durumda davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olmasına göre bu davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağından davanın esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında öngörülen 5 yıllık süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

    Kişinin davaya dahil edilmediği ancak bu dairenin satım bedeli ile davalı Döne DEMİR'in Şahinbey Abdülhamit Mah 6811 ada 3 parselde kain 3 nolu meskeni satın aldığı, sonrasında diğer davalı T1 satıldığı 3 nolu meskenin satımının muvazaalı olduğu belirtilerek 3 nolu mesekene ilişkin tasarrufun iptali talep edilmiştir. Davacı tarafça asıl dava dilekçesinde öncelikle BK nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine istinaden tasarrufun iptaline bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise İİK'nun 277. ve devamı maddelerine göre tasarruf iptaline karar verilmesini, birleşen dosya da ise muvazaa hukuksal nedeni ile (BK madde 19) tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Davacının terditli talepte bulunmuş olması nedeni ile mahkemece bu talepleri 6100 Sayılı HMK'nın 111. Maddesi uyarınca ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm tesisi gerekir. Alacaklı kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.( BK 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir....

    Dava, BK'nun 19. maddesi gereğince açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Gerek BK'nun 19. maddesine gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının borçludan bir alacağının olması ve bu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda, dava dayanaklarından Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2012/10609 sayılı takip dosyasındaki alacağın dayanağı olarak 16/06/1997-21/02/2005 ve 17/07/2008 tarihli kredi sözleşmelerine dayanılmıştır. Kredi Genel Sözleşmeleri, cari hesap şeklinde işleyen sözleşmeler olduğundan bankalar, sözleşmenin geçerlilik süresi içinde ve sözleşmede kararlaştırılmış limit içinde vereceği krediyi sürekli tekrarlamaktadırlar ve böylece kredi alan, aldığı krediyi zamanında ödemek suretiyle (yeniden sözleşme imzalamaya gerek duymaksızın) kredi isteyebilmektedir. Daha açık bir anlatımla, geri ödeme yaptığı nispette tekrar kredi kullanmaktadır....

      in eski eşi ... tarafından tasarrufun iptali davası açılmıştır. Önalım hakkı gerçek satışlarda kabul edileceğinden satışın iptali halinde önalım hakkından bahsedilemez. Mahkemece ilgili tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, dava ve birleştirilen davanın kabulüyle davaya konu 29096 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 19/316 payın yarısının davacı ..., diğer yarısının davacı ... adına tesciline dair verilen kararın, Dairemizin 10.10.2016 tarih, 2016/2499 Esas- 2016/7999 Karar sayılı ilamı ile "davalıya ait 19/316 hissenin iptali ile 19/632 hissenin davacı ..., 19/632 hisseninde davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde yarı yarıya davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....

        BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir.(Yargıtay 17. H.D.nin 2016/11791 E.2017/7010 K.) Somut olayda, davalı T6 ve T3 arasındaki satım ilişkisinin muvazaalı olduğu gerçek bir satım olmadığı sabit olmakla birlikte taşınmazı sonradan satın alan dördüncü kişilerin kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmiş değildir. İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesi söz konusu değildir. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir....

        Yine İİK'nun 280. maddesi gereğince borçlunun zarar verme kastını 3. şahsın bilmesinin yanı sıra bilebilecek olduğu hallerde dahi tasarrufun iptali gerektiğinin kabul edildiği hususuna değinildiği, dilekçenin sonuç kısmında İİK'nun 281/2 gereğince ihtiyati hacze karar verilmesinin talep edilerek dava konusu taşınmazların devirlerine ilişkin tasarrufların İİK'nun 277. Maddeleri ile BK 19 gereğince iptalinin istenilerek İİK'nun 283/2 maddesi kapsamında nakden tazmine yönelik karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK'nin 33. maddesi ile 04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 ve devamı maddeleri sonrası BK 19....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelemeye göre dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava, taraf muvazaası iddiası ile açılmış olup, dairemiz sadece muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından görevlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına bakımından mülkiyet hakkının öncesinde davacıya ait olup olmadığı yönünden bir ayrıma da gidilmiş değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

          HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali, bu mümkün olmazsa tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Somut olayda, davacının İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05/06/2013 tarih 2010/323 Esas, 2013/277 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan alacağının tahsili amacıyla, davalı borçlu T7 aleyhine 14/05/2015 tarihinde, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü'nün 2015/9362 E. sayılı dosyası ile toplam 67.537,94 TL alacak üzerinden ilamlı icra takibi başlatıldığı, takip dosyası kapsamında davalı borçlunun Kağıthane İlçesi, 8741 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 10 numaralı bağımsız bölümdeki miras hissesi üzerine 06/07/2015 tarihinde haciz konulduğu, davalının murisi Süleyman Kalkan'ın takibe konu alacağın dayalı olduğu İstanbul Anadolu 14....

          UYAP Entegrasyonu