Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, Anılan yasanın 26.maddesinde İİK 284. maddesine paralel biçimde kamu alacağından dolayı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması gerektiğinin öngörüldüğü, dava açma süresi hakdüşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının res'en incelenmesi gerektiği, somut olayda dava dışı borçlu ile davalı ... arasındaki tasarruf 7.5.1998 tarihinde,davalı ... ile dava dışı 4.kişi arasındaki tasarrufun ise 27.6.2000 tarihinde...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davalılar ...ve ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava 6183 Sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkeme hükmü davalılar ...ve ......

      Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı,Yargıtay ...Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarih 2016/18235 Esas, 2019/5426 Karar sayılı ilamı ile, davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu halde İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması isabetsiz olduğu, 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın) hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerektiği, somut olayda davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında kardeşlik ilişkisi olduğundan aralarındaki tasarrufun bağış niteliğinde olduğu borçluya ödeme emrinin 22.05.2012 tarihinde tebliğ edilerek takibin kesinleşmiş olmasına rağmen mahkemece davacı kurumun borçluya herhangi bir bildirim yapmadığı şeklindeki bir gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasa aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmadan sonra davanın kabulüne...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, iptali istenen tasarrufun, davalı ...’nin sahip olduğu taşınmazını davalı oğluna onun tarafından da borçlunun yeğeni ...’e satışı işlemi olduğu, takip konusu vergi borcunun dava dışı şirkete ait olup davalı ...’nin bu şirketin ortağı olduğu, 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesine göre limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları, Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hükmüne yer verildiği ancak davalı ... aleyhine yapılmış bir takip olmadığı bu nedenle dava şartı olan bu husus üzerinde...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü -K A R A R- Davacı vekili; davalı ...’ın vergi borcu bulunduğunu, borcu karşılayabilecek malvarlığının bulunmadığını, adına kayıtlı gayrımenkulü damadı olan davalı ...'ya devrettiğinin anlaşıldığını, söz konusu tasarrufun muvazaalı olduğunu beyan ederek davalılar arasındaki söz konusu tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ..., satışın gerçek olduğunu, muvazaalı işlem olmadığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir....

            Dava 6183 sayılı Yasa’dan kayanklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ivazlar arasında önemli oransızlık olması nedeni ile 6183 sayılı Yasa’nın 28/2. maddesi uyarınca iptale tabi olmasına göre davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-6183 sayılı Yasa’nın 31. maddesine göre “– 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri dairesinde mecburdurlar. Bunlar karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı amme idaresinden bir talepte bulunamazlar.” Dava konularından, 25092 ada, 1 parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölüm davalı ... tarafından 17/08/2007 tarihinde ...'a düşük bedel ile satılmış ise de, bu taşınmazın borçlunun diğer bir alacaklısı olan ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2021 tarih, 2019/5358 Esas ve 2021/1317 Karar sayılı bozma ilamında; "bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3. kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanının bulunmadığı, ayrıca mahkemece dava konusu bu satışlardan sonra davalı borçlu ...’in, davalı 3. kişi ...'...

                Dava 6183 s.K’nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 S.K’nun 27-28. maddelerine göre amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Tasarrufun yapıldığı sırada davalı borçlunun vergi borcunun mevcut olması gereği açıktır. Ancak vergi alacağının dava açıldıktan sonra da kesinleşmesi mümkündür. Somut olayda kabul edildiği gibi ödeme emrinin dava açılmasından sonra tebliğ edilmiş olmasının tek başına davanın reddi sebebi olmadığı tartışmasızdır....

                  Dava 6183 s.K’nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 S.K’nun 27-28. maddelerine göre amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Tasarrufun yapıldığı sırada davalı borçlunun ver gi borcunun mevcut olması gereği açıktır. Ancak vergi alacağının dava açıldıktan sonra da kesinleşmesi mümkündür. Somut olayda kabul edildiği gibi ödeme emrinin dava açılmasından sonra tebliğ edilmiş olmasının tek başına davanın reddi sebebi olmadığı tartışmasızdır....

                    AŞ'nin bayii olduğu anlaşılmaktadır ve de bu tasarrufun yapılmasında ...'ü ... -AŞ'nin çalışan elemanı temsil etmiştir. Ayrıca 6183 sayılı Kanun'un 73. maddesinde ifade edildiği gibi borçlu alacaklı Amme İdaresinin izni olmadan hacizli mallarda tasarrufta bulunamaz. Somut olayda haczin işlendiği anlaşılmaktadır. Tapu sicilinin aleni olduğu kuşkusuzdur. Tacir sıfatlı ... AŞ'nin satın aldığı taşınmazın tapu kaydında haciz kaydını sorup öğrenmesi gerekir. Şirket bunun aksini kabule yeter delillerle de kanıtlayamamıştır. Kanaat verici bu durumlar itibariyle ... AŞ'nin borçlunun maksadını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenlerle aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Tasarrufun iptali davasında mahkeme tasarrufun iptaline karar vermekle yetinilmelidir. Tapu kaydının iptaline ve eski haline dönüşmesine karar verilemez....

                      UYAP Entegrasyonu