Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Bu davaların amacı kamu alacağını ödemeyen, malı bulunmayan veya borca yetmeyen borçlunun, kamu alacağının tahsiline olanak vermemek için yaptığı, aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve davanın tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gereklidir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 Sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29 ve 30 maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

    Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanın tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın bedele dönüşmesi halinde bedel üzerinden tazminata hükmedilmesinin mümkün olmaması nedeni ile davacı vekilinin tüm, davalı ...’in borçlunun amcası olması diğer davalıların borçlu ile aynı sektörde çalıştıkları ve birbirlerini tanıdıklarının sabit bulunmasına göre tüm davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı Yasa’nın 24.maddesine dayalı olarak açılan davanın kabulü halinde davacı kamu idaresinin iptali edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağı tesbit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline somut olayda herbir davacının sattıkları araç değeri de dikkate alınarak 03.07.2012 ve 05.07.2012 tarihi itibari ile borçlu hakkında kesinleşen vergi borcunun aslı ve ferilerinin belirlenerek bu miktarlarını...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili,davalı kamu borçlusu ... hakkında 6183 sayılı yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazını 02.09.2010 tarihinde eski eşi ve aynı zamanda asıl borçlu olan dava dışı ... Sağlık ...Ltd.Şti ortağı olan ... ...'in babası diğer davalı ...'e devrettiğinden davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        nun 28/I-1 ve 30.maddelerine göre iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanır....

          K A R A R Hukuk Genel Kurulu’nun 02/03/2016 tarihli ve 2014/17-415 E., 2016/222 K. sayılı ilamında; uyuşmazlığın; dava konusu iptali istenen tasarrufun yapıldığı 14/03/2008 tarihinde davalı ...’in vergi borçlusu diğer davalı ... Paz. San. ve Tic....

            Pala’nın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 11 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilmekte olan kargir binanın 76/864 hissesi ve bu hisseye karşılık gelen zemin kat, 2 nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 76/288 arsa payının 1/3 hissesinin vergi mütellefi ... tarafından davalı ...’na satışına ilişkin 19.3.2002 tarihli tasarrufun borçlu ...’nun 2002-2003 yıllarına ait vergi borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasanın 30.maddesi gereğince iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATÜHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 25.maddesinde asıl borçlunun davalı olarak gösterilmesi gerektiği hususunda bir açıklık bulunmamasına rağmen İİK’nun 282.maddesi kıyas yoluyla uygulanarak 6183 sayılı yasaya göre açılan iptal davalarında da asıl borçlu davalı olarak gösterilmelidir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir....

              Dava 6183 sayılı AATUK’nın 24 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içeriğine mahkemece delillerin doğru olarak değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddedilmelidir. Ancak, davalı borçlu tarafından davaya konu taşınmazın 1/2 payı 01/06/2005 tarihinde kalan 1/2 payı da 11/01/2007 tarihinde davalı ...’e satılmıştır. Her iki satış (tasarruf) tarihinde de davacının alacak miktarı bellidir....

                un herhangi bir borcu kalmadığına dair yazılarına binaen tasarrufun iptaline ilişkin davanın konusuz kaldığı kanaatine varılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nun 333/1. maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Somut olayda, mahkemece; tasarrufun iptali kuşullarının dava konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği kısaca davanın haklılık durumu gereği gibi tartışılmadan karar verilmiştir. O halde, mahkemece tarafların haklılık durumları değerlendirilerek, yargılama giderinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                  Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında 6183 SK uyarınca vergi borcu nedeniyle yürütülen takipte borca yeterli malvarlığına rastlanılamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını diğer davalı kardeşi 3.kişiye raicinin çok altında bir bedelle satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece dava konusu taşınmazın borcun doğum tarihinden sonra borçlu tarafından kardeşine raicinin çok altında satıldığı, satışın muvazaalı olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

                    Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır (6183 SY. m.79/I). Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs ise, tahdidi olarak sayılmamış olan borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, durumu haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır (6183 SY. m. 79/III)....

                      UYAP Entegrasyonu