Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6183 sayılı kanunun 24. ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. 2. İlgili Hukuk 6183 m.24 vd 6100 sayılı HMK m.341, 353, 355, 359 3. Değerlendirme HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 6100 sayılı HMK'nın 301/1 maddesi uyarınca kararın taraflara ve aynı kanunun 347/1 maddesi uyarınca da istinaf başvuru dilekçesinin karşı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Uyap kayıtlarından davalı T9 ilk derece mahkemesinin karar tarihinden önce 28/04/2020 tarihinde vefat ettiği, gerekçeli karar ve istinaf başvuru dilekçesinin Av.Zeki Taşkıran'a tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti ölümle sona erer. TMK'nun 28/1.maddesi gereğince dava devam ederken taraflardan birinin ölümü halinde ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur....

Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, borçlu tarafından 01.03.2005 tarihinde davalı ..'dan satın alınmış ve aynı gün ..Bankası tarafından 200.000,00 TL kredi için taşınmaz üzerine ipotek konulmuştur. Aynı taşınmaz borcun doğumundan sonra 22.12.2005 tarihinde borçlu tarafından yine ipotekli olarak 22.000,00 TL'ye davalı Süleyman'a satılmıştır. Bu olgularla davalı ..'ın borçluyu tanıdığı ve mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu, davalıların ifadelerinde de kabul edildiği üzere teyid edilmiştir. Bu durumda, mahkemece 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddie karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

    e devir ettiği,devrin 15.10.1999 tarihinde Ticaret Sicil gazetesinde ilan edildiği, limited şirket ortaklarının 6183 sayılı Kanunda değişik 35.madde gereğince şirketten tahsil imkanı olmayan amme borçlarından sermaye payları oranında doğrudan sorumlu olacakları, ancak davalı ...'in dava konusu taşınmazı sattığı 25.4.2004 tarihinde borçlu şirketin ortağı olmadığı dolayısıyla şirke- tin vergi borcundan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalıların amca yeğen olması nedeniyle dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 30.maddesi gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satışına ilişkin 28.10.2009 tarihli tasarrufun iptaline, davacının dava konusu taşınmazın borçlu adına tesciline ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Eldeki dava davalı borçlunun ........Vergi Dairesine olan borcu nedeniyle açılmıştır....

        ya devredildiği tarih olan 28.03.2013 tarihindeki kamu borçlularının vergi asıl ve cezaları ile birlikte toplam borcunun belirlenerek o miktarla sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekirken tasarruf tarihindeki sorumlu olduğu vergi borcu belirlenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, 6183 sayılı yasanın 38. maddesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde 16.06.2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanunun 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun uygulamasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

          Mahkemece dava konusu taşınmazın borcun doğum tarihinden sonra 175.000,00 TL bedelle davalı 3.kişi şirkete satıldığı, borçlu ve 3.kişi şirket yönetim kurulu üyesinin aynı kişi olduğu, satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptaline ve taşınmazın davalı 3.kişi adına olan kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı borçlu vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı borçlu ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Yasanın 31.maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci ve mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.6183 sayılı Yasanın 24. maddesi ise; “Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30’uncu maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır.” hükmünü içermekte olup anılan maddenin özel hüküm niteliğinde bulunduğu gözetilerek, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Açılan dava 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 24 vd. maddelerine dayalı, tassufun iptali davası olup, derdest dosyada ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karşı yapılan itirazın reddine ilişkin olarak mahkemece verilen ara karar yönünden, istinaf yoluna getirilmiştir. Dosya kapsamından davalı T4 Şt'ne ait kamu borcu nedeniyle VUK 10. md.si ve 6183 sayılı kanunun 35. md.sinden kaynaklanan borçlu olduğu, davalı borçlunun davaya konu üç taşınmazı 19.12.2014 tarihinde satın aldığı ve 06.07.2017 tarihinde davalı kurumun yasal temsilcisi ve tek ortağı Burak Varlı'nın kardeşi olan ve 2016,2017,2018 yıllarında davalı kurumun sigortalı çalışanı olarak görülen T3 sattığı anlaşılmıştır. Tasarrufun iptali davalarının konusu, alacaklıdan mal kaçırma saiki ile yapılan tasarruflardır. Bundan dolayıdır ki İİK'nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür....

              Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacının kamu alacağının 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırılarak 18 yaksite bölündüğü, bu durum karşısında taraflar arasındaki alacağa ilişkin itilafın 6111 sayılı yasa uyarınca uzlaşma ile çözümlendiği davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflar lehine 6111 SK.nun 28/b uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUK 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. SGK prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı yasaya göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle açılacak iptal davaları tasarrufa konu malın değerine bakılmaksızın alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinde görülür....

                Somut olayda, davalı borçlu Mehmet ile davalı ... kardeş olmaları nedeni ile aralarında yapılan tasarrufun belirtilen Yasa maddesi gereğince iptali gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Kabule göre ise, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekir nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 2 nolu bentte açaklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 10/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu