Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 6183 sayılı Kanun'un 54. maddesi hükmü uyarınca, süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri”nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifadeyle kamu alacağı için icra takibi icra dairesinde yapılmaz, idarenin tahsil dairesince çıkartılan ödeme emri ile takip işlemleri başlar. İİK’na dayalı olarak açılan iptal davalarında borçlu hakkında alınmış olan geçici veya kesin aciz vesikasının bulunması dava önkoşulu ise de, 6183 sayılı Yasa’ya dayanılarak açılacak olan iptal davalarında aciz vesikasına gerek yoktur. Zira 6183 sayılı Yasa’da aciz vesikası ibrasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmamaktadır....
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince taşınmazların dava tarihindeki değerleriyle sınırlı olarak iptal kararı verildiğini, tasarrufun iptali davalarında davanın kabul edilmesi halinde asıl alacak ve ferilerini geçmemek üzere tasarrufun iptaline karar verileceğini, dava değeri ile sınırlama yapılmasının isabetli olmadığı, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, 6183 sayılı yasaya göre açılmış tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 6183 sayılı yasaya dayalı tasarrufun iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası; kamu borçlusunun, alacaklısı İdareyi zarar uğratmak kastıyla mal varlığından çıkarmış olduğu mal ve haklarını veya bunların yerine geçen değerlerin tasarruftan zarar gören İdare tarafından alacağını elde etmek amacıyla dava açarak tekrar borçlunun malvarlığına geçmesini sağlayan bir dava türüdür. Diğer ifade ile tasarrufun iptali davalarında amaç ,borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
nin bu borçtan 6183 sayılı Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca sorumlu olmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.madde 16.fıkrasında "Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102, ve 106,maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.."...
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davalı ... tarafından diğer davalı ...'ya yapılan satışta bağış kastının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 sayılı Yasanın 28/1 maddesine göre “üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyla, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar” bağışlama hükmünde olup davalıların iyi niyetli olmaları önem arz etmemektedir. Somut olayda davalı borçlu Kamuran, davalı ...'in annesi olup, bu durum dosya kapsamı ve nüfus kaydından da anlaşılmaktadır....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunmasının gerekmesine, somut olayda kamu alacağı borçlusu ...'...
e satış tarihi 05.05.2000 olup dava ise 16.01.2009 tarihinde açılmasına, 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmasının öngörülmesine, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olmasına ve mahkemece resen nazara alınmasının gerekmesine, bu durumda mahkemecede bu taşınmaz yönünden "davanın hak düşürücü süre yönünden reddine" karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin bu taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı vekilin dava konusu 6180 sayılı parsel üzerindeki 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalılardan ... 9 Eylül Vergi Dairesi mükellefi olduğunu, toplam 131.988,00 TL vergi borcunun bulunduğunu, vergi borcunun tahsili amacı ile 6183 Sayılı Kanun Hükümleri uyarınca takip işlemlerine başlandığından yapılan mal varlığı araştırmasında borçlunun Buca İlçesi Dumlupınar Mah. 420 ada 256 parselde kayıtlı taşınmazını 31/12/2010 tarihinde diğer davalı ...'...
nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Kanununun 24 vd.maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olup, bu dava amaç, iptal davası sabit olduğu takdirde Hazinenin alacağı miktarla sınırlı olarak alacağını cebri icra yoluyla almasını sağlamaktır....
Dairemizin bozma ilamında, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davasının koşullarına değinilmişse de esasen davacının maliye hazinesi olmasından kaynaklanan ortada vergi alacağına yönelik olarak 6183 Sayılı Yasa kapsamında yapılmış bir takip söz konusu olduğundan aciz belgesine ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu durumda, davalı borçlunun başka malvarlığı varsa araştırılarak davanın 6183 Sayılı Yasa doğrultusunda iptal koşullarının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....