Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddelerinde kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. HMK'nun 331. maddesine göre davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki taraflarını haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmeder. Somut olayda, dava konusu taşınmaz 2008-2012 dönemine ait vergi borcunun doğumundan sonra 13.02.2012 tarihinde borçlunun kardeşi Kadir’e devredildiğinden 6183 sayılı Yasa’nın 28/1. maddesine göre tasarrufun hükümsüz olduğu yine taşınmazın 01.07.2013 tarihinde bu kez yiğen Metin’e satışının da anılan Yasanın 30. maddesine göre iptali gerektiği bu hali ile davalıların haksız oldukları sabit olduğundan, yargılama giderinin davalılar aleyhine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesi’nin 14/03/2018 tarih, 2015/14832 Esas ve 2018/2328 Karar sayılı bozma ilamında; “6183 sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29,30 ve 31 maddeler gereğince tasarrufun iptale tabi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiş olmasına rağmen; mahkemece; 6183 sayılı Kanun'un 27, 28, 29, 30 ve 31 maddeleri irdelenmeden dava ön koşullarının somut olayda gerçekleştiği şeklinde davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği tartışılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Kabule göre de; 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış olan tasarrufun iptali davalarında dava kabul edildiği takdirde tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddel...

            nın Fındıkoba köyündeki 7 parça çaylığını eşi ve oğlu Yasin'e devrettiğini, 6183 sayılı yasanın 30 vd maddelerine dayalı olarak 85.898,59 TL amme alacağının tüm fer'ileriyle birlikte tahsilini sağlamak amacıyla ... tarafından yapılan tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı borçlu hakkında alacaklı tarafça icra takibi yapıldığı ve hakkında aciz belgesi alındığına dair bilgi ve belge bulunmadığı, sadece idari para cezasına dayanarak da tasarrufun iptali davasının açılamayacağı gerekçesiyle subüt bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu Hasan hakkındaki takip dayanaklarından biri de 80.313,00 TL tutarındaki idari para cezasına ilişkindir....

              Davalı ... vekili; iptali istenen satış vaadi sözleşmesinin 26.10.1995 yılında tapuya şerh edildiğinden ayni hakka dönüştüğünü ve bu konuda kesin hüküm bulunduğunu davanın 6183 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre iptali istenen tasarrufun 24.10.1995 yılında yapıldığı ve tapuya şerh verildiği davanın ise tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı tescil kararına ilişkin mahkeme hükmünün tasarruf tarihi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların 6183 sayılı Yasanın 25. maddesine göre aralarında mecburi dava arkadaşlığı olan borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılması gerekir....

                Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılamanın tüm aşamalarında taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir. Yerel mahkemece 07.02.2017 tarihli duruşma zaptında “HMK 320/2 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6383 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu görülmüştür.” şeklindeki tespite rağmen 2 numaralı ara kararda “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, "Mirasın hükmen reddinin iptali" davası olduğunun tespitine, HMK 140/3 maddesi uyarınca tahkikatın bu tutanak esas alınarak yürütülmesine” denilmiştir....

                  Dava dilekçesindeki açıklamalardan, davacının talebinin mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptaline yönelik olduğundan, dava konusu mirasın reddine ilişkin tasarrufun 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddeleri gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlunun eşinden boşanma olayının gerçekliği üzerinden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 gün ve 2019/6435 Esas-2020/5675 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA 07/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın 6183 sayılı Yasa'nın 24.maddesine göre açıldığından hukuki değerlendirmenin anılan yasa hükümleri çerçevesinde yapılması gerekirken, İİK'nun 278 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması hatalı ise de sonuç itibari ile karar doğru olduğundan davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir...

                      UYAP Entegrasyonu