Dava 6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 506 ....nun 80.maddesinin 4.fıkrasında " Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı AATUHK.nun hükümleri uygulanır. "Aynı maddenin 6.fıkrasında da " Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir."denilmektedir. Somut olayda daha önce iş mahkemesi sıfatıyla verilen karar Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 4.6.2007 tarih 2006/19988-2007/9206 Ek Karar sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve kamu düzeni ile ilgili hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak oluşmayacağından (HGK.nun 29.3.1995 tarih 14/855-242 Ek kararı) hükmün görev yönünden bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... Petrol Ürn. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili ve davalı ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’ya dayalı olarak açılan tasarurfun iptali davaları da İİK’nun genel hükümlerine göre açılan tasarrufun ipali davaları gibi, tasarurfun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması ve amme borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekir. Ancak borcun doğumu takibin kesinleşme tarihi değil takibe konulan vergi borcunun yasal olarak ödenmesi gereken zamandır. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkındaki 2008 yılında doğan vergi borçları ile ilgili olarak 20.09.2008 tarihinde takibe geçilmiş, ödeme emri 29.06.2009 tarihinde tebliğ edilerek takip kesinleşmiştir. İptali istenilen tasarruf ise borcun doğmundan sonra 11.02.2009 tarihinde gerçekleşmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacının kamu alacağının 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırılarak 18 yaksite bölündüğü, bu durum karşısında taraflar arasındaki alacağa ilişkin itilafın 6111 sayılı yasa uyarınca uzlaşma ile çözümlendiği davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflar lehine 6111 SK.nun 28/b uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı AATUK 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. SGK prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı yasaya göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle açılacak iptal davaları tasarrufa konu malın değerine bakılmaksızın alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinde görülür....
Bu durumda mahkemece 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerinde üç grup altında 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 2-6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Borçlu davalı ... tarafından taşınmazların diğer davalı ...’ya satış tarihi 11.01.2002 olup dava ise 24.01.2007 tarihinde açılmıştır. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Bu nedenle mahkemece ‘davanın hak düşürücü süre yönünden reddine’ karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'...
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapıldığı, borçlu şirketin malvarlığının borca batık olmadığı, aciz belgesi sunulmadığı, dava konusu satış bedeli ile borçlu şirketin forklift aldığı, davalı Songül'ün taşınmazı alabilecek ekonomik güce sahip olduğu, dava konusu satış işleminin gerçek bir satış olduğu, borçlunun 28.3.2011 tarihinde takip konusu borcu 6111 Sayılı yasadan yaralanarak taksitlendirdiği ve ödemenin devam ettiği, davalıların mal kaçırma kastı ile tasarrufta bulunduklarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar; verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle;davanın 6183 sayılı AATUK 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,SGK prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 Sayılı Yasaya göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle açılacak iptal davalarının tasarrufa konu malın değerine bakılmaksızın alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinde görüleceği,somut olayda takip konusu alacak işsizlik sigortası primi ve prim alacağının tahsili için 6183 Sayılı Yasa uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğundan bu durumda mahkemece görev hususu resen dikkate alınarak iş mahkemesinde bakılmak üzere görev noktasından dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan incelenip sonuçlandırılmasının doğru olmadığı gereğine değinilmiştir....
Maddesi uyarınca 6183 sayılı kanun hükümleri uyarınca prim borçlusu şirketlerin yönetim kurulu üyeleri hakkında takip başlatılmış ve adı geçenlere murislerinden kalan taşınmazın muvazaalı satışından dolayı 6183 sayılı kanunun 26 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açılmıştır. Dava tarihi itibari ile İş Mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Zira 88. Maddenin 16. Fıkrasında “kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanacağı” belirtilirken, açıkça 26 ve devamı tasarrufun iptali ile ilgili hükümler hariç bırakılmamıştır. Aynı maddenin 19. Fıkrası ise açıklandığı gibi “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesini yetkili kılmıştır....
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibi olmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen mükellef borç listesinde alacağın dayanağının 2011-2012 2013 ve 2014 vergilendirme dönemine ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin 30.01.2013-17.06.2015 ve 16.09.2015 de tebliğ edildiği ve haciz varakasının düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece konusunda uzman bilirkişiden, davalı borçlu ...'...