Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Dava, tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 17. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine,18.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

    Mahkemece iptali istenen işlemin bir haciz muamelesi olduğu, tasarruf işlemi olmadığı, bu tür dava yolu ile haciz işlemlerinin muvazaalı olduğunun tespiti ve haciz işleminin tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasının istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece de belirlendiği gibi eldeki davanın dinlenebilmesi için iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması gereklidir. Somut olayda iptali istenen 1.8.2011 tarihli tasarruf 15.5.2012 tarihli borçtan önce yapılmıştır. Ancak Mahkemece davacı alacaklarının, dava dilekçesi ve ekinde bulunan gerekçeler ile iptali istenen tasarruftan önce olduğu kanaatına varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda hangi delilin kabul edildiği denetime olanaklı şekilde hüküm gerekçesinde açıklanmamıştır. Bu durumda Mahkemece HMK’nun 297/c maddesi hükmü de gözönünde bulundurularak takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğuna ilişkin delillerin neler olduğu konusunda denetime elverişli hüküm kurulması gerektiğinden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

        Mahkemece, davanın tasarrufun iptali olmadığı takdirde BK'nun 19.maddesi gereğince muvaazalı işlemin iptali istemi ile açıldığını, tasarrufun iptali davası için aciz belgesi sunulmadığı gibi üçüncü kişi .... hakkında açılmış dava olmadığı, muvazaa nedeni ile iptal davası için ise, takip dayanağı bononun 17.10.2012 tarihinde düzenlendiği satışın ise 28.04.2008 tarihinde borçtan önce yapıldığı, doğmamış bir borç için muvaazadan söz edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ......

          Asliye Ticaret Mahkemesi; taraflar ticari şirket olmasına rağmen ticari ilişkiye dayalı bir itilafın çözümünün istenmediği, talep konusunun muvazaa temeline dayalı İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış İİK hükümlerine ve TBK'nun 19 maddesi hükümlerine dayanılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davanın özü itibarıyla ticari nitelikte olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi ise; davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davanın taraflarının şirket olduğu,takip konusu alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            Davalı alacaklı vekili, davacı 3.kişinin pert olmuş bir nesneyi satın aldığını, haczin ise ... plakalı araç üzerine konulduğunu, davacının bu aracın sahibi olmadığını, söz konusu aracın satışının iptaline yönelik tasarrufun iptali davası bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece dava konusu aracın 30.04.2010 tarihinde noter satış sözleşmesiyle dava dışı ... isimli şahıstan alındığı, mülkiyetin bu tarihte davacıya geçtiği aracın borçludan satın alındığının iddia ve ispat edilmediği bu satışın iptali için de alacaklı tarafından tasarrufun iptali davası açılabileceği, önceki satışın iptali için açılan tasarrufun iptali davasında davacı 3.kişinin taraf olmadığı bu nedenle tasarrufun iptaline yönelik kararın davacı 3.kişiyi bağlamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....

              Dava BK 19 ve İİK 277.vd. maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK 277.vd. maddesine göre açılmış tasarrufun iptali davasında, davanın dinlenebilmesi için; 1- Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, 2- Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması , 3- İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, 4- Borçlu hakkında kesin veya geçici aciz vesikasının olması gerekir. Bu ön koşulların varlığı halinde İİK 278,275 ve 280 maddesinde yazılı iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK 19 maddesine göre, açılan tasarrufun iptali davalarında ise, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve bu alacağının ödenmesinin önlenmesi amacıyla danışık işlem yapılması gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, verilen kararın hukuka uygun olduğundan bahsedilmez....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/376 esasına kayıtlı tasarrufun iptali davasını açtığı anlaşılmakla, tasarrufun iptali davasının sonucu beklenmeksizin eksik inceleme ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi, Kabule göre de, Sanık hakkında verilen hapis cezası asgari hadden tayin edildiği halde, aynı gerekçe ile gün adli para cezasının asgari hadden ayrılmak suretiyle tayin edilerek ceza tayininde çelişkiye düşülmesi, İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 30.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                DAVA Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde; müvekkilinin alacaklı olduğu dava dışı borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yaptıklarını, borçlu adına kayıtlı taşınmazların satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde tüm paranın şikayet olunan dosyasına ödendiğini, şikayet olunan tarafından satışa konu taşınmazla ilgili tasarrufun iptali davası açıldığını, tasarrufun iptaline karar verildiğini, müvekkili lehine ipotek konulduğu tarihte taşınmazın tapu kaydında tasarrufun iptali davası açıldığına dair bir kaydın bulunmadığını, müvekkilinin tapu siciline ... ilkesi uyarınca ipotek aldığını, İİK 282. Maddesi gereğince tasarrufun iptali davasının iyi niyetli müvekkilinin haklarını ihlal edemeyeceğini, satış bedelinin müvekkili dosyasına ödenmesi gerektiğinin yanı sıra sıra cetvelinde şikayet olunan alacağının fazla gösterildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. II....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMES : Kartal 1.Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptaline ilişkin davada Kartal 4.Asliye Hukuk ve 1.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava , muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline ve açılmış olunan boşanma davası sonucu alacaklarının tahsili için davacıya icra yolu ile haciz ve satışını isteme hak ve yetkisinin tanınmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın T.M.K.nunu hükümlerince tasfiye şeklinde anlaşılması gerektiğinden Aile mahkemelerde görüleceği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, mal rejiminin tasfiyesine yönelik olmadığı, tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu