Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Borçlunun 3.kişiye yapmış olduğu tasarrufun 03.10.2002 tarihli olup eldeki dava ise 15.10.2008 tarihinde açılmıştır. İİK.nun 284. maddesinde tasarrufu iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği öngörülmüştür. Söz konusu süre sükutu hak süresi olup mahkemece re’sen nazara alınması gerekir. Bu durumda mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken bu yön göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın kabulü yoluna gidilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA 07.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak miktarı ile tasarrufun iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, karar tarihi itibari ile hüküm kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay'ca da karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf isteminin kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK'ya eklenen EK-Madde 1'de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2017 yılı için 41.530,00 TL'dir. Davacı 31.569,86 TL alacağının davalıdan tahsilini sağlamak üzere dava konusu tasarrufun iptalini talep etmiştir. Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak miktarı ile tasarrufun iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, karar tarihi itibari ile hüküm kesin niteliktedir....

        Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak miktarı ile tasarrufun iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, karar tarihi itibari ile hüküm davalı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay'ca da karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyli HUMK'nun 432.maddesi 4.fıkrası gereğince kararın kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 12/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, borçlunun borcun doğmundan kardeşine yaptığı tasarrufun iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 06.11.2013 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105.madde kapsamında aciz belgesi niteliğinden olduğundan ve kardeşler arasındaki tasarrufun İİK'nun 278/3-1 maddesi gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun ../... -2- 2014/23516 2017/1097 uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.947,48 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı .... alınmasına 07.02.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

            Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu 10894 ada 1 parsel yönünden dava konusu tasarrufun İİK'nun 279/2 madde (mutad ödeme olmaması)ve 280/1 madde (davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması) gereğince iptale tabi bulunmasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu 10892 ada 1 parsel nolu taşınmaz da borca mahsuben davalı 3.kişi ...'e satıldığından anılan taşınmaz yönünden de dava konusu tasarrufun davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK'nun 279/2 ve 280/1 maddeler gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

              in kötüniyetli olduğunun davacı tarafından iddia ve ispatlanamamasına ve bu nedenle hakkındaki dava reddedilen davalı ... yararına vekalet ücreti takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı borçlu tarafından 22.4.2011 tarihli kati aciz belgesinin iptali yönünden İcra Hukuk Mahkemesine açılmış bir dava olduğunun iddia ve ispatlanamaması nedeniyle belgenin geçersiz olup olmadığı hususunun tasarrufun iptali davasına bakan mahkeme tarafından değerlendirilemeyeceğine, iptali istenen 6.11.2009 tarihli tasarrufun 19.12.2008 tarihinde başlayan ticari ilişkiden sonra yapılmış olmasına, borçlu ile davalı ... arasındaki 6.11.2009 tarihli tasarrufun tarafların dayı-yeğen olması ve taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması nedeniyle İİK 278/III-1-2.madde, davalı ...'...

                Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalıların kardeş olması nedenle dava konusu tasarrufun İİK’nun 278/3-1 ve 280/1 maddeler gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasına, borçlunun mal beyanı dilekçesi ve 2.3.2010 tarihli haciz tutanağından aciz halinde olduğunun anlaşılmasına, davalıların kardeş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK’nun 278/3-1 ve 280/1 madde gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalılar ... ve ......

                  Davalı ..., borçlu ile akrabalık ve yakınlık ilişkisi bulunmadığını, satış bedelinin düşük gösterilmesinin tek başına tasarrufun iptalini gerektirmediğini, borçlunun aciz halinde olduğunu bu dava ile öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., tebligata rağmen savunma yapmamıştır. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre Tuzla ... Köyü 2875 parsel taşınmazın ... tarafından ...’ya yapılan 11.3.2004 tarihli gayrimenkul satış tasarrufu işleminin İstanbul 14.İcra Müdürlüğü’nün 2004/9638 Esas sayılı takip dosyasının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, davacı bankaya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaları kural olarak elinde geçici (İİY 105.madde) ya da kat’i (İYY 143.madde) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir....

                    Hal böyle olunca, dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, ayrıca Dairece verilen kaldırma kararı doğrultusunda yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde takip konusu kredi alacağının, davalı borçluya 10/09/2014 tarihinde kullandırılan 54.110,00- TL tutarlı krediden kaynaklandığı, iptali istenen tasarrufun yapıldığı 05/05/2011 tarihinde herhangi bir risk mevcut olmadığı anlaşıldığına ve özellikle davalı borçluya 10/09/2014 tarihinde kredi kullandırılırken tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazın davalı borçlunun mal varlığında bulunmadığının belirgin olmasına ve daha da önemlisi gerek İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında, gerekse TBK'nun 19.maddesine dayalı iptal davalarında; iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olmasının dava ön şartı niteliğinde bulunması nedeniyle böyle bir davada; dava ön şartlarının...

                    UYAP Entegrasyonu