Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ALACAKLILARDAN MAL KAÇIRMABAĞIŞLAMATASARRUFUN İPTALİ DAVASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 278 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 280 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 283 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalı borçlular Ömer ve Latif aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını ileri sürerek, borçluların dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı Ömer, Latif, Hüseyin, Zekai ve Elif vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı Hüseyin Hanen tebliğe rağmen duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir....

    Mahkemece iddia, savunma toplanan delilere göre, davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olup genel Mahkemelerin görevli olduğu, niteliği itibarıyla tasarrufun iptali davalarının ticari davalardan olmayıp Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmediği, 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni TTK ile de Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölümü olmayıp görev ilişkisi haline getirildiği, eldeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiğinden mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep halinde dosyanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ..., ..., ..., .... vekili ile davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Aynı Kanun'la HMK’ya eklenen ek 1. madde gereğince bu miktarlar 2017 ve sonrası yıllarda her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılacak ve artırım sırasında 10,00 TL kesirleri dikkate alınmayacaktır. Bu hükümlere göre hesaplama yapıldığında bölge adliye mahkemesi kararları yönünden 2019 yılı için temyiz kesinlik sınırı 58.800,00 TL olmuştur. Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak ile iptali istenilen tasarrufun değerinden hangisi az ise o değer oluştur. Somut olayda düşük olan takip konusu alacak miktarı 31.575,49 TL'dir....

        Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 279/1-2 ve 3 madde hükmüne göre borçlunun para veya mutad ödeme vasıtalarından gayri bir surette yaptığı ödemeler alacaklı yönünden geçersiz sayılacağı öngörülmüştür. Somut olayda dava konusu taşınmaz üzerine 11.4.2007 tarihinde borçlunun davalı üçüncü kişi ...'den aldığı 50.000.00.YTL borca karşılık ... lehine 2. derecede faizsiz ve 2 yıl süre ile ipotek tesis edildiği ve taşınmazın 20.9.2007 tarihinde 20.000.YTL bedelle ...'e satıldığı anlaşılmaktadır. Bu işlem Medeni Kanunun 873. maddesine göre geçersizdir. Ayrıca mutad ödeme vasıtası dışında borcun ödenmesi söz konusu olup iptali gerekeceğinden İİK.nun 279. ve 280. maddeler gereğince tasarrufun davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken kararda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı ...'a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, satışın eski eşe yapıldığı, davacının davasını ispat ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            Bölge Adliye Mahkemesine davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, anılan karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK'ya eklenen EK-Madde 1'de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL'dir. Tasarrufun iptali davalarında dava değerini takip konusu alacak ile iptali istenilen tasarrufun değerinden hangisi az ise o değer oluşturmaktadır. Somut olayda takip konusu alacak 32.690,35 TL olarak tasarruf mikarı 635.896,00 TL den daha düşük olduğundan alacak miktarının esas alınması gerekmektedir . Buna göre temyize konu edilen karar kesin niteliktedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; borçlunun ekonomik durumunu bilerek taşınmazları satın alan davalı ... yönünden de davanın İİK 280/1.madde gereğince kabulü gerektiğine, kabule göre de davalı ... yönünden tazminat miktarına dava tarihinden yasal faiz uygulanmasının isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir....

                Madde kapsamında iptale tabi olduğunu, dava konusu taşınmazlar karı-koca arasında işlem gördüğünden taşınmaz yönünden değer tespiti yaptırılmasının hukuken herhangi bir önemi bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tasarrufun iptali davalarında, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

                Mahkemece iddia, toplanan delillere göre, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK 280 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalılar arasındaki dava konusu taşınmazların satışına ilişkin 26.4.2011 tarihli tasarrufun davacının alacağı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Hukuk Dairesinin 25.04.2017 tarih 2015/4186 Esas 2017/4536 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinde bir çok satıştan bahseden ve iptali gerektiğini belirten davacı tarafa, iptali istenilen tasarrufun hangisi olduğunu, bu tasarrufun borçlu tarafından yapılan ilk tasarruf olması ve buna göre satış silsilesinin de devam etmesi gerektiği belirtilip talep konusu netleştirildikten sonra borçlu ile tasarrufta bulunan şahıslar davalı değil ise davaya dahil edilmesi ve diğer dava koşullarının buna göre belirlenerek sonuçlanması gerektiği, dava ön koşulu olan borçlunun aciz halinin de dava dosyasında netleşmediğinden, temyiz aşamasında sunulan aciz belgesinin bu davanın dayanağı takip dosyasına ilişkin olmadığı, icra dosyasında 06.04.2012 tarihli haczin takip ve ödeme emrinin tebliğ adresinden farklı olduğundan, öncelikle borçlunun bu adreslerde yapılmış haczi olup olmadığı, İİK'nun 105.madde kapsamında bir haciz tututağı olup olmadığı veya bu dosyadan alınmış bir aciz belgesinin varlığı araştırılarak...

                    UYAP Entegrasyonu