Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in elden çıkardığı 24.12.2001 tarihindeki değeri olan 12000YTL nakden tazmin ile sorumlu tutulmasına, tasarrufun iptali ve nakden tazmin hususunun taşınmazın satış tarihindeki değeri olan 12000YTL ve davacının takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

    Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda taşınmaz borçludan taşınmazı satın alan 3. kişi konumundaki davalının elinde ise tasarrufun iptaline hükmedilir. Davalı 3. kişi taşınmazı elinden çıkarmış ise İİK.nun 283/2 maddesinin açık hükmü uyarınca dava o mal yerine geçen değere taalluk eder ve iptal davasını kaybeden davalı bu değer oranında tazminat ödemekle yani nakden tazminle yükümlü olur. Dava tarihinde veya dava tarihinden sonra borçludan satın alan 3. kişinin malı elinden çıkarmış olmasına rağmen alacaklının tasarrufun iptalini istemiş olması dava aşamasında davasını nakden tazmine dönüştürmesine engel teşkil etmez. Bu hak yasaca alacaklı davacıya tanınmış bir hak olduğundan ve ayrıca talep olmaksızın yasa gereği bedele dönüştüğünden açılan davanın artık nakden tazmin davası olarak sürdürülmesi gerekir. Somut olayda davalı borçlu ......

      a satılmasına ilişkin 16.07.2013 tarihli satış işleminin iptali ile, ...'un elinden çıkardığı taşınmazın değeri 130.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davacının tasarrufun iptali ile birlikte nakden tazmin talep edemeyeceğini, nakden tazmin veya tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığını, satış işleminin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı ... yönünden davanın kabulü ile; 130.000,00 TL'nin 21/05/2014 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsili ile davacıya verilmesine, diğer davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK madde 277 vd maddelerince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Somut olayda, mahkemece kurulan hükümde, nakden tazmin yerine tasarrufun iptaline karar verildiği gibi, İİK’nın 143/IV.maddesine aykırı biçimde faize de hükmolunmuştur. Hükmün, açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden, hükmün, HUMK’nın 438/VII.maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; (2.) bent uyarınca mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin tamamen çıkartılarak yerine; ”1-Davanın kabûlü ile tasarrufa konu vincin satış tarihindeki değeri olan 53.270.480.000 YTL’nin (alacaklının alacağından fazla olmamak üzere) davalı ......

          Dava çoğu taşınmaz yönünden nakden tazmin sorumluluğuna dönüşmüştür. Bu durumda sadece dava konusu taşınmazları başkalarına devreden davalı Benian aleyhine nakden tazmin hükmü kurulması gerekir. Bu kişi adına kayıtlı olupta esasen davanın konusunu teşkil etmeyen taşınmazlar hakkında hüküm kurulamaz. Böyle bir hüküm davalının hangi mallarından kararın tazmin edileceği yani nakden tazmin hükmünün infazı ile ilgilidir. İnfazı sınırlayıcı mahiyette böyle bir hüküm kurulması yanlıştır. Nakden tazmin sorumluluğunun sınırlarını tespit edebilmek için devre konu taşınmazların son devir tarihindeki rayiç değerlerinin keşif ve bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde bir değer tespiti yapılmadan hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Dava konusu 140/3 parsel, 130/1 parsel ve 146/9 parselin davalılar tarafından devirlerine (satışlarına) ilişkin resmi senet örneklerinin dosya içinde bulunmadığı tespit edilmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2021/3569E. sayılı dosyaları kapsamında alacağın tahsil edilememesi ve davalı borçlu T5'ın maliki olduğu bir kısım taşınmazını borcun doğumundan sonra ve alacaklılarından mal kaçırma saikiyle danışıklı olarak kardeşi olan diğer davalıya devrettiği iddiasıyla İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden tasarrufun iptali; dava dışı dördüncü kişiye devrolunan taşınmaz yönünden ise nakden tazmin davası açmış; dava dilekçesi ile birlikte İİK 281/2 madde hükmü uyarınca ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur....

          Taraflar arasındaki dava, Bankacılık Hukukundan yahut ticari ilişkiden değil, davacının temlik aldığı alacağına dayalı olarak dvalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle nakden tazmin isteminden kaynaklanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığın mal kaçırmaya dayalı tasarrufun iptali davası olduğu anlaşıldığından davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25. ve 26.) maddeleri gereğince Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Eldeki davada borçlu tarafından devredilen ve iptali istenen taşınmazın birden fazla kez devir görmüş ve devir alanlardan 4. kişi Akden Tur. İnş. Gıda Mad. Otomotiv İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve 4. kişi T3 davalı olarak gösterilmiştir. Davalı 4. kişinin devir ettiği şahıs ise davalı olarak gösterilmemiş ve nakden tazmin talep edilmiştir. 3.kişinin, 4.kişiye yaptığı tasarrufun iptali için 4.kişinin iyiniyetli olmadığının ispatı gerekli ise de yeterli değildir. Ayrıca borçlunun 3.kişiye yaptığı tasarrufun iptali koşularının gerçekleşmiş olması da zorunludur. Nitekim Yargıtay 17....

            Bu halde İİK’nın 283/2 maddesi gereğince iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebi üzerine İİK'nın 281/2.maddesine göre, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. İİK'nın 281/2.maddesinin 2. cümlesi ile de aleyhlerine nakden tazmin talep edilenler yönünden teminatsız ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır....

            Maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tasarrufun iptali koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkindir. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz veya iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisi sağlar. (17. HD 14/06/2016, 2014/15719 E. 2016/7273 K.) İptal davası üçüncü kişinin elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere ilişkin olması halinde bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine mahkum edilir....

            UYAP Entegrasyonu