ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/09/2020 NUMARASI : 2020/184 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bono borçlusu davalı T4 aleyhine Burdur İcra Müdürlüğünün 2017/1962 Esas sayılı dosyası ile 255.000,00.-TL alacak üzerinden 28/03/2017 tarihinde icra takibine geçildiğini, davalının açtığı menfi tespit davasının reddedilerek kesinleştiğini, davalı borçlunun 12 adet taşınmazını 10/05/2017 tarihinde oğlu T3 muvazalı olarak devrettiğini ileri sürerek İİK.'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptalini ve dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını ve ilgili gayrimenkullerin tapu sicil kaydına davalıdır şerhinin işlenmesini talep etmiştir. Burdur 3....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....
ın ticaretle uğraştığı dönemde bankadan ucuz konut kredisi alabilmek amacıyla bu şekilde tasarrufta bulunduğu yönündeki savunması ile uyuştuğu anılan tasarrufun davacı alacaklıyı zarar uğratmak amacıyla yapıldığı iddiası İİK 277 ve devamı maddelerine uygun olarak kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 280/1 madde gereğince malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerin borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda davalı borçlunun 4.10.2007 tarihli borçtan sonra dava konusu taşınmazı 28.11.2007 tarihinde borçlunun durumunu ve amacını bilen davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, “aile konutu” üzerindeki ipotek tesisine ilişkin davacı eşin “açık rızası” alınmadan gerçekleştirilen tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece de istek doğrultusunda Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine aykırı olarak tesis edilen ipoteğe ilişkin tasarruf işleminin iptaline karar verilmiş olmasına, davanın İcra İflas Kanununun 277’nci ve devamı maddelerinde düzenlenen “tasarrufun iptaliyle” bir ilgisinin bulunmamasına, karar başlığında “dava türü” kısmında İcra İflas Kanununun 277. ve devamı maddelerine yer verilmiş olmasının sonuca...
Şti'ye devrettiği, bu devir işlemi yönünden tasarrufun iptali şartları oluştuğunu ancak davacı tarafın başlangıçta tasarrufun iptali veya tapu iptal tescil olarak terditli açtığı davayı daha sonra 22/10/2014 tarihli dilekçe ile talep sonucunun hasrederek tapu iptal ve tescil olarak somutlaştırdığı, bu durumda artık borçlu ... ile davalı ... inşaat ltd....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu; uyuşmazlığının İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,davanın ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep halinde dosyanın görevli ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Somut olayda dava ön şartlarının tümünün mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davalıların birlikte hareket ettiklerini, borçlunun durumunun ve kastının taşınmazı satın alan diğer davalı tarafından bilindiğini/bilinmesi gerektiğini gösteren herhangi bir delil bulunmadığı gibi tasarrufun iptalini gerektiren kanunda sayılı diğer iptal sebepleri de somut olayda bulunmamaktadır. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Mahkemece, davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptaline ilişkin olduğu davacının icra takibi yapmadığı ve aciz belgesi olmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve davalı ...’in de taşınmazı diğer davalıdan değil, dava dışı...’den satın aldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalı ...’nın hileli olarak taşınmazı devrettiğinden söz ederek tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescilini istemiştir. Davacı tarafından aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamıştır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olsada, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü süre geçirilmiş olsada Borçlar Kanunu 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....
Bu anlamda dairemizin sayın çoğunlunun görüş ve düşüncesine göre açılan, İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımamasına rağmen sadece B.K'nun muvazaayı düzenleyen 19. maddesine göre kabul edilen, borçlu olduğu iddia edilen kişi ile 3. kişi arasındaki mal kaçırmaya ilişkin hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında davaların yasal dayanağı, davacının dava açmakta hukuki yararı ve verilen kararın uygulanma (infaz) kabiliyeti yoktur. Şöyleki, 1-İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulları taşımayan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali davalarında dairemizin sayın çoğunluğunun yasal dayanak olarak kabul ettiği B.K’nun 19. maddesi, tüm muvazaalı işlemlerde uygulanan genel ve işlemlerin yorumlanması ile ilgili bir madde olup, tek başına bu davaların yasal dayanağını oluşturmaz. Yargıtay 4....
Bu belirsizlik hukuki işlemin (tasarrufun) iptali davasının açılması anında davacı lehine davada hukuki yararın henüz mevcut olmadığını gösterir. 3-Mahkeme kararlarının yerine getirilmesi (infazı) bilindiği gibi ancak icra takibi yolu ile olur.İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan tasarrufların iptaline ilişkin verilecek kararlar ortada bir icra takibi olmadan nasıl,ne şekilde ve kimin tarafından uygulanacaktır?...