Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Dava BK 19 ve İİK 277.vd. maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK 277.vd. maddesine göre açılmış tasarrufun iptali davasında, davanın dinlenebilmesi için; 1- Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, 2- Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması , 3- İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, 4- Borçlu hakkında kesin veya geçici aciz vesikasının olması gerekir. Bu ön koşulların varlığı halinde İİK 278,275 ve 280 maddesinde yazılı iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK 19 maddesine göre, açılan tasarrufun iptali davalarında ise, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve bu alacağının ödenmesinin önlenmesi amacıyla danışık işlem yapılması gerekir....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan 25/01/2023 tarihli ara karar yargılaması sonucunda; talebin kabulü ile Mersin ili, Tarsus ilçesi, Araplar mah. 101 ada, 100 ve 101 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydına davalılar adına kayıtlı olması halinde açılan davanın nihai kararının kesinleşmesine kadar üçüncü kişilere satış ve devrinin önlenmesi amacıyla İhtiyati tedbir konulmasına, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK.nın 277 ve Devamı) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline ve teminatsız olarak ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir şerhi konulmasına yönelik karar verilmesi talep edilmektedir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının emlakçılık işiyle uğraşması nedeniyle tır dorsesi almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Mahkemece uyulan ... bozma ilamında özetle; Davanın İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasına, bu tür davalarda görevli mahkemenin İİK.nun 281. maddesi uyarınca genel mahkemeler olmasına, eldeki dava 556 sayılı markaların korunması hakkındaki kanun hükmündeki kararnamenin uygulanmasını gerektirir bir dava olmayıp İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptaline yönelik olduğundan uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevli olmamasına, bu nedenle mahkemece uyuşmazlığın esası incelenerek, sonucuna göre bir ... verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı davalı ... vekiline 17.8.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise davalı vekili tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 12.9.2007 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi dışında davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalı ... vekiline 29.07.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 24.08.2011 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi dışında davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılar vekili avukat ...'a 19.08.2011 tarihinde usulüne uygun biçimde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise davalılar vekili tarafından işlem tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 09.09.2011 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....
Mahkemenin nitelendirilmesi ve verilen karar toplanan delillere, dosya içeriğine uygun değildir. Bir davanın İİk.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle davacının icra takibine konu ettiği kesinleşmiş bir alacağının bulunması, alacaklının alacağını tahsil edemeyip borçlu hakkında aciz belgesini alması ve alacaklının alacağına kavuşmasının engelenmesi için bu nedenle yapılmış bir muvazaalı tasarrufun olması gereklidir. Davacı vekili 17.7.2007 havale dilekçesi ile davanın İİK. nun 277 maddesinden doğan tasarrufun iptali davası olmadığını, davanın şirket mal varlığının, şirket ortağı olan davalı ... tarafından satış olarak gösterilen ancak muvazaalı bağış işleminin iptali davası olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece dava İİK.nun 277. maddesindeki tasarrufun iptali davası olarak nitelendirildiği için araçların satıldığı ... davaya 4. kişi sıfatı ile dahil edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu kararın 23.07.2012 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine 13.08.2012 tarihinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece tasarrufun iptali davalarında adli tatil içerisinde yasal temyiz süresinin işleyeceği, bu nedenle de 15 günlük temyiz süresinin geçtiği gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir. İİK.nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davaların basit yargılama usulüne göre yargılamasının yapılacağı öngörülmüştür. 1086 sayılı HUMK.nın 176/I-11 maddesi uyarınca da basit yargılamaya tabi davalarda adli tatilde temyiz sürelerinin işleyeceği ön görülmüştür....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....