İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu önkoşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
İlk derece mahkemesi 09/11/2021 tarihli ara karar ile; İİK 257 vd md uyarınca yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebini reddetmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece İİK 257 md göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, İİK 280 md uyarınca talebin değerlendirilip kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacı itirazının haklı olduğu, davada İİK 280 vd md uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği, İİK 257 vd md uyarınca değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, davalılar arasındaki yakın akrabalık bağı (baba-oğul) gözetildiğinde ihtiyati haciz için yeterli ispat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince; İİK 277 vd. md. uyarınca tasarrufun iptali davası için mevcut bir icra takibi ve aciz vesikası alınmasının ön koşul olduğu, bunların dosyada mevcut bulunmadığı, kaldı ki davacının Bursa 2. Aile Mahkemesi'ndeki 2017/1033 Esas sayılı dosyada da işbu davaya konu talebin aynısını talep ettiği, hem aynı taleple önceden açılmış bir dava olduğu, hem de tasarrufun iptalinin özel dava şartlarının sağlanmadığı belirtilerek davanın usulen reddine karara verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddesi uyarınca açılmış olduğu değerlendirmesinde bulunulduğunu, halbuki davanın Türk Borçlar Kanunu 19. maddesinde tanımlanan muvazaa davası olduğunu, esasen ortada bir muvazaa bulunduğunun ispatlandığını, bu konuda açtıkları diğer bir davanın kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Bu itibarla davacının takibe konu alacağı ile iptali istenen tasarrufun (taşınmazın icradaki satış değerinin) değerinin karşılaştırılarak hangisi daha az ise bu miktar üzerinden peşin harcın tamamlanması için davacı tarafa süre verilmeli, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Peşin harç tamamlandıktan sonra; Davanın sadece İİK 277 vd. maddeleri uyarınca açılmadığı ayrıca TBK 19. madde uyarınca açıldığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece TBK 19. madde yönünden kararda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bu hukuki sebep yönünden de olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçeleri yukarıda izah edildiği üzere; 1.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Balıkesir 2....
maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, İİK.277.ve devam eden maddeleri uyarınca açılan tasarrufun istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 2.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 06/01/2023 tarihli 2020/449 Esas 2023/22 Karar sayılı kararında özetle: Dava, TBK 19 madde ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: Davanın konusu, terditli talepten birincisi İİK 277 vd. gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Davalı T5 vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davacının davasının İİK 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğunu, bu davanın açılabilmesinin ön koşulunun icra takibi neticesi kesin ya da geçici aciz belgesini bulunması gerektiğini, böyle bir belgenin ibraz edilmediğini, icra takibinin zamanaşımına uğradığını, tasarrufların gerçek bir satış olup, davacı alacaklıya zarar verme kastının bulunmadığını bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/1654 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAYAT (ÇORUM) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2017/170 ESAS, 2021/45 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Bayat (Çorum) Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/170 esas, 2021/45 karar sayılı dava dosyasında verilen Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı Ferhat Zurnacıdan alacağı için Bayat İcra Müdürlüğü 2016/152 E....