parsel nolu arsa üzerinde bulunan tasarruf yetkisinin kısıtlanması yönündeki kararın ve kısıtlamanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen tedbir nafakasının az olduğu ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebinin reddine ve davacı kadın için 500 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; tedbir nafakası ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması taleplerinin 2 ayrı dava olmasına rağmen, tek harç düzenlemesi ile davanın karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasına ilişkin kararda gerekçe bulunmadığı, tedbir nafakası davasının kabulü kararının gerekçesinin ise, yetersiz olduğu, hangi vakıaların hangi delillerle ispatlandığının karar gerekçesinde tartışılmadığı, tedbir nafakası talebinin TMK 197. maddesine dayandığı ve ortada tarafların sıfatları göz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 199. maddesine dayalı tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkindir. Davalı 28.03.2014 tarihli delil listesinde tanık isim ve adreslerini bildirmiş, göstermiş olduğu tanıkların dinlenmesinden açıkça vezgeçmemiştir. Mahkemece davalının delilleri toplanmadan ve tanıkları dinlenilmeden hukuki dinlenilme hakkına (HMK m.27) aykırı olarak eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası ve davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın nafaka isteminin kısmen kabulüne, tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 39.00.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.02.2017 günü oybirliğiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; tasarruf yetkisinin sınırlanmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine , evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Kısıtlanması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava dönemleri farklı olduğu için kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği gibi, tasarruf yetkisinin sınırlanmasına (TMK md. 199) ilişkin koşulların gerçekleşmemiş olması sebebiyle, hükmün sonucu itibariyle doğru bulunduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde...
Davacı, ailenin ekonomik varlığının korunması ve davalının evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerinin yerine getirilmesini gerektirici sebepleri ileri sürerek, dava dilekçesinde gösterilen davalının taşınmaz malı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını talep etmektedir. Toplanan delillerden davalının taşınmazı satmak için girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 199. maddesinde gösterilen önlem alınmasını gerektirici sebepler ve malvarlığının elden çıkarılması riski mevcuttur. O halde, davacının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasıyla ilgili talebinin kabulü gerekirken isteğin reddi doğru değildir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum....
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZTAŞINMAZIN MERA VASFI İLE SINIRLANDIRILMASI 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 16 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 175 ada 35 parsel sayılı 3935,99 metrekare yüz-ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı Binali adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içerisinde taşınmazın mer'a bütünlüğünü bozduğu iddiasına dayanarak mer'a olarak sınırlandırılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :16.01.2014 NUMARASI :Esas no:2012/1084 Karar no:2014/30 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; tazminatların miktarı, nafakaların miktarı ve davalının tasarruf yetkisinin kısmen sınırlandırılması yönünden, davalı tarafından ise; boşanma kararı, kusur belirlemesi, kadına verilen tazminatlar, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 199. maddesine dayalı olup, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkindir. Davacı, davalı adına kayıtlı olan ... mahallesinde kain olan taşınmaza yönelik olarak tasarrufun sınırlandırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davalı adına kayıtlı iken üçüncü şahsa devredilen ... mahallesinde bulunan taşınmaza yönelik olarak esasa dair hüküm kurulmuştur. Dava konusu ... mahallesinde bulunan taşınmaza yönelik olarak toplanan deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....