Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.03.2014 tarihli 2014/107 D.iş sayılı kararı ile; sözleşmelere konu mallar üzerinde tedbir konularak yediemin olarak müvekkiline teslimine karar verildiğini, bu kararın infaz edildiğini, malların rayiç bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi suretiyle taraflarına bu mallar üzerinde tasarruf yetkisinin de verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu malların tedbir kararı doğrultusunda müvekkilinden alınarak davacıya teslim edildiğini, bu mallar üzerinde davacının tasarruf yetkisini kullanabilmesi için yasada aranan şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesi uyarınca mükerrirler hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olacağı gözetilmeden, hükümlülük kararında mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 58/6, 7. madde ve fıkrası uyarınca "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresi de belirlenerek infaz yetkisinin kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1....

      Somut olayda; davalı ...Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan şirketlerden olmadığı, 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye başlıklı 19. maddesi ile temsil kayyımı olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atandığı anlaşılmıştır, Bu durumda mahkemece Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na müzekkere yazılmak sureti ile, şirketin hukuki statüsünün tespit edilmesi ve kayyım sıfatının herhangi bir şekilde sona erip ermediği hususunun sorulması, temsil kayyımı sıfatı devam ediyorsa davanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na da yöneltilmesi gerekir, Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabul edilerek, Dairemizin 18.09.2018 tarih 2016/1655 Esas, 2018/5738 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir...

        Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir. Dosya getirtilen Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesinin 08.12.2020 tarihli sağlık kurulu raporunda kısıtlanması istenende vasi tayinini gerektirecek bir sağlık problemi saptanmadığı belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece kısıtlanması istenilenin TMK'nun 405.maddesi uyarınca kısıtlanması isteminin reddi usul ve yasaya uygundur....

        Bu maddeye göre sulh hâkiminin, işin niteliği gereği (vesayet işlerinin zorunlu kıldığı) başkaca önlemleri de alabileceği anlaşılmaktadır Uygulamada vesayet davası açıldığında kısıtlanması istenenin mal varlığı üzerine vesayet tedbir kararı verilmekte ve böylelikle dava devam ettiği sürece kısıtlanması istenenin bir zarara uğramasının engellenmesi amaçlanmaktadır. Bu durumda vesayet tedbir önlemleri tam olarak ihtiyati tedbir değildir. Nitekim mahkeme vesayet tedbir şerhi koyduğu malvarlığı değerleri üzerinde, kısıtlanması istenenin tasarruf haklarını elinden almamakta, kısıtlanması istenen mallarını dilediğince kullanmaya devam etmektedir. Vesayet tedbir kararı yalnızca mallar üzerinde temliki tasarruf yapılması durumunda bu tasarrufların mahkemenin gözetiminde yapılmasını, kısıtlanması istenenin açık bir şekilde aleyhine olan işlemlerin engellenmesini ve böylelikle sonuçta kısıtlanması istenenin korunmasını sağlamaktadır....

        KARŞI OY (X): 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır. İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur....

          KARŞI OY (X) : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır. İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur....

            KARŞI OY (X): 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır. İlgili idarelerin hareketsiz kalarak İmar Kanununda öngörülen sürede kamulaştırma yoluna gitmemek suretiyle taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir şekilde kısıtlanması idari işlem ve eylem niteliğinde olup bu işlemin iptali ve bu işlem ve eylemden doğan zararın tazmini idari yargıda açılacak iptal ve tazminat davasının konusunu oluşturur....

              bir kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın artık eşya üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan suç konusu malları sattığı kişiyi bildirmesi sonucu satın alan kişiden alınmasının TCK'nın 168. maddesi anlamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulünün mümkün olmadığı, ancak sanığın çaldığı malı satması nedeniyle haksız biçimde sağladığı kazancı da iade etmesi halinde TCK'nın 168. madde anlamında bir iade ve tazminden bahsetmenin mümkün olacağı nazara alınarak suça konu malzemeleri sanıklardan 300 TL’ye satın alan Ahmet Tokdemir’e, sanıkların bir ödeme yapıp yapmadığı sorulup sonucuna göre TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son...

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının TMK 199 maddesi gereğince davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep ettiği ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, işin esasını çözecek ve sonuçta davayı belkide konusuz bırakacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu